Merhamet medeniyeti

A -
A +
Bugün, günlerden Cuma.
Ve...
Bugün, Ramazan Bayramı'nın ikinci günü. Cuma ve  kamerî ayın değişkenliği imkânıyla Cumayla buluşan Ramazan Bayramı. Yer altındakilerin ve yer üstündekilerin. Çocukların ve büyüklerin. Zenginlerin ve fakirlerin. Gurbette ve sılada olanların bayramı. Dünyada ve ahirette günlerin en üstünü Cuma ve ayların sultanı Ramazan, aynı vaktin ikliminde kucaklaşmaktalar.
"İstemeseydi istek vermezdi!" buyurulmuş.  İnsanı yaratan, zamanı yaratan, mekânı yaratan, Cuma gibi Bayram gibi af, kurtuluş ve kazanç vesilelerini yaratan Allahü teâlâ. Kendisine doğru bir adıma atana en az on adım atarak yaklaşma mecaz sözüyle kendinden haber veren Erhame'r rahîmîn/merhametlilerin en merhametlisi. O, kuluna şah damarından öte yakın, ana ve babasından bile şefkatli.
Yüce Allah'ın seçmesi sebebiyle sevgilisi, Sevgili Peygamberimizin -sallallahü  teâlâ aleyhi ve sellem-  ümmetiyiz.
En ilk ve en üstün doğarken "ümmetim!" dedi.
Bu dünyadan hicret ederken de "ümmetim!" diyordu.
Ve kulunu yoktan var eden, hep var olan ve her varı her ân varlıkda durduran ezeli ve ebedî, sonsuz kudret  ve emsalsiz ihtişam sahibi yüce Allah, "beni nasıl tahayyül ederseniz öyle bulacaksınız!" muştusunu vermekte.
Merhamet sahibi... Cömertlik sahibi... Af sahibi, ancak  O'na layık olacak şekilde tahayyül edilir. Başka türlüsü mümkün mü?
Rabbimiz merhametli.
O'nun Peygamberi merhametli.
Peygamberinin getirdiği din merhametli.
Peygamberinin yolunda giden âlimler, veliler, güzel insanlar merhametli. Şefaat denen bir ahiret müessesesi var. İyiler muhtaçlara sahip çıkacak. Vahiy Medeniyeti. Ve, o medeniyetten inkişaf eden Merhamet Medeniyeti. Acıma, verme, cömertlik, diğerkâmlık üzere kurulu güler yüzlü bir medeniyet.
Otuz günlük ibadet yoğunluğundan, dua yoğunluğuna, duygu yoğunluğuna affetme ve af bekleme yoğunluğuna ulaştık. İnsan olmasaydık, neyin ne değeri vardı? "Lâ ilâhe illallâh Muhammed'ür Resulullah!" diyerek parçalanması gayrı kabil bu mutlak ve mukaddes terkip için itina göstererek mü'minliğimizi muhafaza etmekteyiz.
Bütün bunları bize bir öğreten var:
Hâce-i Kâinat/Kâinatın Hocası, Sevgililer Sevgilisi...
Kavuştuğumuz nimetleri, 'kadın diyorsan kadın, servet diyorsan servet, makam diyorsan makam!" diyen müşrik reislerine  "Bir elime Ay'ı, diğer elime Güneş'i verseniz yolumdan ve dâvâmdan vazgeçmem!" diyen Şanlı Peygambere borçluyuz.
O peygamberler Peygamberi ümmetine hem cesareti, hem merhameti öğretti..
Merhamet Medeniyetinde insan azizdir ve merhamete layıktır...
Her canlı merhamete layıktır...
Merhamet Medeniyeti'nde nefret ettirilmez, sevdirilir! Zorlaştırılmaz kolaylaştırılır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.