Demokrasi bir hükümet etme şeklidir. Tek partili demokrasi olmaz. Serbest seçim, çok partili sistem ve bütün kurumlarıyla demokratik hayat gereklidir. Uzunca bir süre tek partiyle yönetildik. Cumhuriyet var, demokrasi yoktu. En esaslı kalkınmaları ise çok partili dönemlerin kesin çoğunluğa sahip iktidarları döneminde yaşadık. DP, AP, ANAP. Demokrasimizin en azından elitler zümresi nezdinde defolu tarafı partiler enflasyonuydu. Uzunca bir dönem tek parti yönetime hakim olmuş, ardından gelen çok partili hayatta ise partiler enflasyonu görülmeye başlanmıştı. İşin içine bir de darbeler karışınca partiler iyice küçülmüş, koalisyonlu dönemler başlamıştı. Koalisyon, ekseriya çok başlılık ve taviz demektir. Zaman zaman partiler enflasyonu en ağır biçimde tenkit edilmiş, darbelerden sonra MDP gibi fason partiler de kurulmuştu. İstenen şuydu. Bize iki parti yeter, ötesi fazla. Mantık doğruydu ama arzulanan netice talimatla gerçekleşemezdi. İki partinin hakim olduğu memleketlerde dahi daha başka küçük partiler mevcuttu. Demokrasi, halkın iradesini üstün tutma faziletiyse hangi partinin iktidar olacağını, hangilerinin muhalefette kalacağını seçmen tayin edecektir. Nitekim böyle oldu. 3 Kasım seçimleri, fiilen iki partili döneme geçiştir. Halk böyle istemiştir. Ancak bunun gerçekçi biçimde siyasi hayata yansıması için birtakım diğer unsurların da işlemesi gerekir. Dünyada bir başka emsali mevcut mudur bilmiyoruz, yüzde 10 barajı ile dört başı mamur bir seçim olmaz. Mesela 3 Kasımda yüzde 10 değil de yüzde 5 barajı yürürlükte olsaydı bugün TBMM'de manzara daha başka türlü tecelli edecekti. Seçmen, bazı partileri sandığa gömdü. Ne var ki bir kısım halkın reyleri de sandığa gömüldü. O halde şöyle denemez mi? Sandık, layıkıyla işlemezse tabuta dönüşür. O zaman muhalefetsiz demokrasi olur. Mecliste muhalefet yapacak parti yok mu? CHP ikinci parti olarak TBMM'de. Fakat bu parti, iktidarın kemiyet ve performans üstünlüğü karşısında bir varlık gösteremiyor. Aka da ak, karaya da ak demek, bağırıp çağırmak muhalefet değildir. Muhalefet, alternatif projeler üretebilmektir. Demokrasimiz, muhalefetsiz bir hayata doğru sürüklenmekte. Tabiatta boşlukların doldurulduğu unutulmamalı. İki partili demokrasi, bugün için yürümüyor. Zaten yüzde 10 engeli olmasaydı 2-3 parti daha Meclisteydi. Kamu yönetimi yeniden yapılandırıldıktan sonra parlamentonun ele alması gereken işlerden biri bu meseledir. Irk endeksli parti endişesine de fazlaca yüz vermemeli. Seçmen sağduyusuyla en isabetli kararı verir. Bunu şu küçücük KKTC'de bile gördük. New York başarısından ötürü KKTC'de herkes teşekkür ve takdire layıktır ama asıl teşekkür edilmesi gereken dengeli bir seçim çıkartan KKTC halkıdır.