Mukabele-yi bil'misil, "aynısıyla karşılık verme" demek, bir hariciye tabiri. Diplomatların dolayısıyla devletlerin nadir kullandıkları kelimelerden. Nadir kullanmak hiç kullanmamak değil. Bazen muhatabın anladığı lisandan konuşmak zaruret olur. Şu Danimarka dediğiniz nedir? Bizim hangi vilayetimiz büyüklüğünde? Diyarbakır kadar bir yer, Diyarbakırımız üzerinden bizi vurmaya kalkışıyor. Dünyaya Kopenhag kriterleri veren, akıl veren, yol gösteren devlete bakın! Önce kepaze karikatürlerle Sevgili Peygamberimiz'e -aleyhisselam- saldırma cür'eti gösterdi. Ardından bölücü bir TV kanalıyla Türkiye'ye fitne ihracına başladı. Acaba Danimarka, bunu tek başına mı yapmakta, arkasında başka devletler de var mı? En küçükleri olduğu için Danimarka kullanılıyor mu? Bunları düşünmek zorundayız. Danimarka'nın başbakanı Rasmussen'e bakarsanız Danimarka, bir hukuk devleti. Her şey hukuk çerçevesinde cereyan etmekte. Bu yüzden malûm televizyona karışmaları mümkün değilmiş. Buna inanmak mümkün mü? Hukuk sadece bahane. Anlaşılmaz olansa şu? Danimarka bizden ne siter? Komşumuz değil ki sınır ihtilafımız olsun. Tarihte kavgamız yok. Üstelik işçilerimiz, birçok Avrupa devleti gibi buranın da imar ve kalkınmasına destek vererek ömür tükettiler. O halde iki ihtimal var. Birini az evvel yazdık, Danimarka maşa gibi kullanılıyor. Diğerine gelince, esasında onu da yazdık, karikatürler ipucu olarak her şeyi açıklıyor. O da şu Danimarka, bir "Haçlı taassubu" içinde. Türkiye, istediği kadar şuyum-buyum desin onlar, İslam dünyasını gövdeye benzetirsek Türkiye'yi omuzlar üzerindeki baş olarak düşünmekteler, kafa kopartılınca gövde bir işe yaramaz. Her ne ise... sonuca bakmak lazım. Sonuçta bir devlet bize zarar veriyor. O da herhalde Belçika'dan yüz buldu. Belçika, bütün ısrarlarımıza rağmen bir teröristi sakladı. Sıkışınca da kaçırdı. Eğer bugün Danimarka'nın yaptıklarını da kabullenirsek yarın bir başka Avrupa ülkesi daha felaket bir adım atar. Öyleyse... Mukabeleyi bil'misil zaruret olmuştur. Biz de Danimarka'ya TV yayını yapalım. Onların hiç mi zayıf noktaları yok. Eğer devlet olarak bunu yapamazsak yapanlar bulunur. Her şeyin bir bedeli var. Olmazsa KKTC'den yapılır. Hatta uluslararası sularda gemiden bile mümkün. Yapmalı ve dönüp sormalı "el mi yaman bey mi yaman?"diye. Danimarka ahmaklık etmekte. Brüksel'in de Kopenhag'ın da bilmesi gerekir ki huzur düğmeleri Ankara'da. Ankara istese Avrupa'yı bir ânda karıştırır. Ancak biz bunları istemiyoruz. Ne var ki televizyon yayınına televizyon yayınıyla mukabele edebiliriz. Değil mi ki Danimarka hükümeti "hukuk" diyor. O halde bu da milletlerarası hukukun tanıdığı caydırıcı bir silah. Gerektiğinde kullanılır.