Üzerinde öncelikle durulması gereken, cumhurbaşkanının hangi usulle seçilmesi değil. İster meclis, seçsin isterse halk o görevi yapsın TBMM fevkalade birini seçebileceği gibi olmayacak birini de köşke gönderebilir. Halk da tam isabet gösterebilir veya hata edebilir. Anayasalarımız, işin daima şekil tarafında oldu. Birinin cumhurbaşkanı olabilmesi için 40 yaşını aşmış olacak, yüksek tahsilli olacak, Türk vatandaşı olacak, sabıkası bulunmayacak. Bunlar, mutlak ölçüler değil. 40 değil de faraza 35 yaşındaki biri seçilemez mi? Yahut lise mezunu, ancak kendini çok iyi yetiştirmiş bir vatandaş neden cumhurbaşkanı olamasın? Bunlar sıralanırsa uzayıp gider. Biri de kalkar der ki 33 yeterli. Veya ilk öğretim mezunları da cumhurbaşkanı olabilir diye. Gerek anayasanın sıraladıkları ve gerekse seçilmeye dair şartlar hep şekille alakalı. Halbuki öz, şekilden önce gelir. Biçim, muhteva için vardır. Asıl üzerinde durulması gereken cumhurbaşkanı olacak kişinin taşıması gereken vasıflardır. Bunlar da yazılı olmaktan çok bir mutabakat keyfiyetidir. O keyfiyet, kamu tarafından ortak kabul olarak görülür. Cumhurbaşkanı bizce de 40 yaşını bitirmişlerden seçilmeli. Elbette sağlam bir tahsil almış olmalı. Artık doktora ve iki lisan şartı bile aranabilir. Bunlar da muhakkak ki şekle dair çerçeve. Öze gelince, cumhurbaşkanı, mütevazı, güler yüzlü, ağlayanla ağlayan, gülenle gülen olmalı. Halka tepeden bakmamalı, halkın değerlerine düşman olmamalı, halk gibi duymalı, halk gibi yaşamalı, halkın dertlerini dert edinmeli sevinçlerini paylaşabilmeli, hayatın içinde olmalı, dünyayı tanımalı, kendini Çankaya'nın duvarları arkasına hapsetmemeli, içeriye ve dışarıya karşı temsil kabiliyeti bulunmalı. Milletin değerlerine vakıf, onları yaşayan, kültürü sağlam, tarih bilgisi engin, ahlakı muhkem olmalı. Halk cumhurbaşkanını sevmeli, ona kalpten muhabbet duymalı. Cumhurbaşkanı halkın babası olmalı. Halkın, cumhurun, milletin "Allah, başımızdan eksik etmesin" temennisine kavuşan cumhurun başkanıdır. Cumhurbaşkanının yeri Çankaya veya bir başka mekândan evvel halkın kalbidir. Kalbe girmeyen, halkının duasını almayan, halkın hakkında efsaneler söylemediği cumhurbaşkanı kaç yaşında olursa olsun, diplomasında ne yazarsa yazsın, nasıl seçilirse seçilsin. Millete yük olan değil, yük alan cumhurbaşkanıdır.