NATO küresel güç

A -
A +

Son NATO toplantısı Letonya'nın başkenti Riga'da yapıldı. Toplantıya katılan devlet ve hükümet adamları, gündemin esas maddesini teşkil eden Kapsamlı Siyasi Yönerge'yi imzaladılar. Yönerge denilen yazılı metinde ittifakın önümüzdeki 10-15 yıl içinde takip edeceği stratejiler, değişim süreci ve hedefleri ele alınmakta. Yönerge, kazandırdığı yeni hamle imkânlarıyla SSCB'den sonra miadının bitip bitmediği tartışılan NATO'nun küreselleşme sürecini yansıtmakta. Metin üzerinde altı aydır çalışılıyormuş. Her türlü teferruata dikkat edildiği dile getiriliyor. Böylece NATO'nun "Acil Müdahale Gücü-NFR" kurularak, bu güç, ihtiyaç duyulduğunda terör örgütleri, istikrarsız bazı ülkeler, bölgesel çatışmalar üstüne yollanabilecek. Kara, hava, deniz yolları kullanılabilecek. Acil Müdahale Gücü yollanmadan evvel her defasında oylama yapılacakmış. Böylece NATO, fiilen Birleşmiş Milletlerin askerî birliği haline geliyor. Bu tahminimiz doğruysa, Riga zirvesinin bir adım sonrasında NATO'nun genişlemesi gerçekleşir. İttifak, BM üyesi diğer ülkelere de açılabilir. O açılsa da açılmasa da hakikat şudur, BM, ABD'nin sevk ve idaresindedir. NATO'nun zaten bir numaralı üyesi, Güvenlik Konseyi'nin en önemli devletidir. Dolayısıyla ABD'nin hini hacette "dünyayı arkasına alarak" kurulan "koalisyon güçleri" her ân hazır bulunmuş olacaktır. Bütün bu bilgilerden hareketle. NATO, istediği zaman Irak, Lübnan gibi yerleri vurabilir. Peki İsrail'i de vuracak mı, yoksa sadece Filistin mi vurulacak? PKK ve benzeri örgütleri bekleyen nedir? Amerika, Irak'ta tıkandı. Vietnam'dan beter batağa saplandıklarını artık kendileri de itiraf etmekteler. Daha evvel birkaç kere yazmıştık. Amerika, Irak'tan kurtulmak istiyor. Fakat öyle bir formülle kurtulmusı lazım ki kendine söz gelmesin. Onun için Irak'ı Türkiye'ye ya doğrudan doğruya ihale edecek veya NATO eliyle bunu yapacak. Bu gelişmeye nazaran ikinci şık mevzubahistir. Türkiye, TSK, Kuzey Atlantik Paktı'nın iki numaralı kuvvetidir. Dolayısıyla artık Küresel Güç hüviyeti kazanan ittifakta bize çok önemli roller düşebilecektir. Estonya, Letonya gibi Baltık devletçikleri dünkü SSCB'nin peyk ülkeleridir. Halbuki bu devletler, 2004'ten beri AB'ye tam üyeler. 45 yıl sonra gelip bizi geçtiler. NATO elimizde büyük kozdur. Bu kozu iyi kullanmamız lazım. Sovyetlerin yıkılmasını takiben dağılsaydı, büyük itibar kaybımız olurdu. Şimdi NATO kuvvetlendikçe bize düşen ihtiyaç artacaktır. ABD, NATO'nun eski veya yeni katılacak üyeleri tabii ki kendi menfaatlerini düşünerek oyun kuracaklar. Aksi eşyanın tabiatına aykırıdır. Önümüze yeni bir fırsatın çıktığını tahmin ediyoruz. Böylece İkinci Körfez Harekâtı'nda kaybettiklerimizi şu veya bu nisbette telafi edebiliriz. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'tan bizzat dinlediğimizi burada nakletmiştik. Afganistan'da sokakta yaya dolaşabilen tek asker Mehmetçiktir. Lübnan'da en rahat olan da bizim asker. Irak'a sulh, sükûn ve huzuru ancak Mehmetçik götürebilir. O zaman elbette kuzey Irak'tan girilecektir. Keza Filistin'de de huzuru NATO şemsiyesi altında Türk askeri tesis eder. Askerimizin 1. Dünya Harbinde çıkmak zorunda kaldığı veya Körfez Harekâtlarında giremediği yerlerde huzur kalmadı. Bu sebeple küresel fonksiyon yüklenen NATO içinde çok mühim roller üstlenebilirz. Hem askerimiz, hem müteahhidimiz, hem tüccarımızla girebilmeliyiz. Risk almadan büyüme olmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.