İktisadi buhran/ekonomik kriz var veya eşiğindeyiz, yahut kısmen hissetmekteyiz yarın daha beteri olacak. Hakikat bir amma rivayet muhtelif. Meselenin hülasası şu olmalı: "Bugün dünden kötü, yarın bugünü de arayabiliriz." Öyleyse şu günlerde ne yapmalı? Kim nasıl hareket etmeli? 1-İşveren, soğukkanlılığını kaybetmemeli, kendine duyulan güveni bitirmemeli, işçilerini her zamankinden daha fazla düşünmeli, aklını fikrini, basiretini dirayetini kullanarak yangının üstüne gitmeli 2-İşçi, işverenine ve iş yerine dört elle değil bütün varlığıyla sarılmalı. Dün 10 damla ter döküyor idiyse bugün bunu iki misline çıkartmalı. Gece-gündüz yılmadan, yorulmadan çalışmalı. İşvereni ev arkadaşlarıyla dayanışma halinde olmalı... 3-Memur, "ben nasılsa maaşını alırım" rehavetine kapılmamalı. Çatı çökerse herkes altında kalır. Vatandaştan çok onun işine koşmalı. Devlet dairesi çiftlik gibi görülmemeli. 4-Haberci, felaket tellalı olmamalı. Moral bozmaktan, karamsarlık yaymaktan dikkatle, özenle uzak durmalı, haberlerde hassas bir dil kullanmalı. 5-Ev kadını, her zaman olduğu gibi çadırın orta direğidir. Ailenin her ferdi üzerinde otoritesini kullanarak her türlü gider fazlalığını önlemeli. 6-Belediyeler, 5 büyük şehirde tek-çift plaka uygulamasına gitmeli. 7-Herkes, a'dan z'ye herkes her alanda tasarrufa dikkat etmeli, arabasını lüzumsuz yere trafiğe çıkartmamalı, banyoda kullandığı sudan salonda yaktığı elektriğe, iş yerinde harcadığı kâğıttan giyeceği ihtiyaca, elindeki telefona kadar her şeyde her zaman ve mutlaka israfa azami dikkat etmeli. 8-Bütün şirket, işletme ve markalar kâr yüzdelerini kesinkes düşürmeli. 9- Mülk sahibi, kiracı olmayınca mülkünün beş para etmediğini hiç unutmamalı. 10-İhracatçı, ne yapıp edip daha çok ihracat yapacağı yeni kapılar bulmalı. 11-Finans çevreleri, şartlara ve ülke gerçeklerine göre hareket etmeli. 12-Maliye, vatandaşı, mükellefi canından bezdirmemeli. 13-Hükümet, vatandaşın kalbine şu inancı yerleştirmeli: "Dünya yıkılsa bize bir şey olmaz." Liderlik zor zamanda belli olur. Ümit, tevekkül, sabır, gayret, dayanışma, israftan kaçınma, tasarruf, anlayış... şu günlerde her zamankinden daha fazla gerekli. Ekonomik savaştayız, savaş, barış günleri alışkanlığıyla kazanılmaz, keyiflere fren, isteklere gem, har vurup harman savurmalara dur demeli. Kara mizah olmasın ama şu bir gerçek, dünyanın yüz yılda bir gördüğünü biz her on yılda bir yaşamanın tecrübesine sahibiz. Başka avantajlarımız da var. İslam toplumu olmak bir avantaj. Anadolu'nun varlığı avantaj, akraba dayanışması başka avantaj. Yeter ki artık bittik havasına girilmesin ve yeter ki daha daha daha fazla çalışılsın. Ne demiş atalar? -Her gecenin bir gündüzü vardır. Ağlamak, şikâyet, gözyaşı çare değil. Çare sende. Başarı Sende Saklı... İstersen yaparsın.