Son zamanlarda Kuzey Irakla alakalı gerek bölgede gerekse dışarıda korkutucu benzetmeler yapılmaktadır. "Kuzey Irak Filistin'e döner!" Bu keşfi yapanlar, çok geçmeden daha başka tehlikeli laflar da etmeye başladılar ki bunun en kötü örneği dün ajanslara düştü. Neçirvan Barzani, Associated Press ajansı vasıtasıyla tehdit kokan istekler sıraladı. Kimdir bu isim? Kuzey Irak mahalli hükümetinin başbakanıymış. Bu başbakan "ya Türk askeri Kuzey Irak'tan çekilir veya biz zorla çıkartırız demiş". Hakikaten böyle demiş mi? Haberi dikkatle okuduğunuzda başlıktaki bu ifadenin metinde olmadığı görülüyor. Metinde Saddam Hüseyin devrildiğine göre Türk askerinin Kuzey Irak'tan çıkması ve Türk İrtibat Bürolarının kapanması gerektiği ve zaten ekim ayında Ankara ve Londra'ya mektup yazarak bunu istemiş oldukları dile getirilmekte. Haberde müeyyideye de yer verilmiş. Aksi halde her türlü ihtimalin düşünülerek harekete geçileceği beyan ediliyor. Kritik cümle budur. Hareketten kastın protesto yürüyüşleri düzenlemek olduğu belirtilmiş gibi olsa bile asıl niyetin kuvvet kullanma maksadını güttüğü haberciler tarafından anlaşılmış ki haberi bu başlıkla geçtiler. Tecrübesiz başbakanla onu konuşturanlar ateşle oynuyorlar. Gerçekten Türk askerini kuvvet kullanarak çıkartacaklarına inanıyorlar mı? Büyük hata ve hayal içindeler. Bir tehdit altındayken Türk askeri baş tacı, tehdit kalkınca işgalci muamelesi!.. Bunun mantıki tarafı var mıdır? Üstelik meselenin Londra'yla ne alakası var? Bölgedeki bütün bu dertler, İngiliz politikasının mahsulü değil mi? Kürtler alenen kullanılıyor. Amerikan askeri orda. Asla sesleri çıkmıyor. Londra'dan yardım isteniyor. Türklere ise böyle muamele. Kürtlerle Türkler mi, İngiliz ve Amerikalılar veya bir başka batılı millet mi daha yakın? Aynı din, aynı kültür, aynı tarih, aynı coğrafya. Kardeş olmuş ve kardeşliği asırlardır devam eden iki millet. İnşallah bir tercüme hatasıdır. Yoksa Filistin'e atıf, güç gösterisi vs. bölge için de iki millet için de istikbalimiz için de külliyen şer görüşlerdir. Zamanlamaya bakan Kürtlerin kullanıldığını net bir şekilde anlar. Türkiye, Kıbrıs'ta barış taarruzuna geçmişken, Türk başbakanı, tam da Amerikan başkanıyla müzakere masasına otururken Kuzey Irak'ta böylesi enteresan tehditler yükselmekte. Mahalli başbakan, hisleriyle konuşuyor, oradaki ABD'li bir yarbaysa başbakanı yalanlıyor. Kimin dediği doğru? Başbakanın mı, işgalci yarbayın mı? Sözü bir yarbay kadar bile geçmeyenin unvanı "başbakan" olsa ne yazar ? Bu kimse hiç farkında olmadan bir misyon yüklendiğinin farkında mı? Recep Tayyip Erdoğan'ın elini George W. Bush karşısında zayıflatmak.