Nefes nefese

A -
A +

Her şey çok hızlı cereyan ediyor... Abdullah Gül, dün kıl payı denecek bir farkla Cumhurbaşkanlığını kaçırdı. Siyasette mevcudu muhafaza çok mühim bir başarı. İktidar, 3 Kasım 2002 genel seçim takvimiyle 6 Mayıs 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi arasında 13 fire vermiş bulunuyor. Şu halde ne Recep Tayyip Erdoğan kârdadır ne de kopup giden Erkan Mumcu... Şayet TBMM, "Cumhurbaşkanı seçememiş meclis" hükmüyle hemen sandığa gitme zorunda kalmazsa 22 Temmuzda seçim var. Seçim müddetinin 4 yıla inmesi ve Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilme teklifleri komisyon tarafından kabul edildi. Diğerleri tamam olsa da sonuncusu hayli zor. Madem Erkan Mumcu'nun dedikleri benimsenecekti, öyleyse bu küslük niçin oldu? Halkın uzak tutulması mevzuunda hem mahkeme, hem Çankaya, hem de halktan ürken fanatik laikler faktörü ortada. 22 Temmuz'da veya daha erken bir tarihte sandıktan hangi tablonun çıkacağı bundan böyle en fazla konuşulacak konudur. Koalisyon mu, tek başına iktidar mı? CHP nasıl bir çizgi gösterecek? DP ve MHP meclise girecek mi? DTP ne yapacak, vs? Seçimler olup, yeni vekiller and içene kadar Ahmet Necdet Sezer temditli Cumhurbaşkanı olarak görevine devam edecek, yeni Cumhurbaşkanını yeni meclis seçecek.... DP, MHP, BBP, SP, DTP, GP Meclise girmek için var güçleriyle çalışacaklar. Baykal finali oynadığı şuuruyla çalışacak. Ancak CHP için dile gelmeyen bir gerçek partinin yaşlanmışlığıdır. Genç Parti yine dengeleri bozabilir. Rahşat Ecevit, Zeki Sezer'e hareket serbestisi tanımayacağı için sol oylar bölünecek. BBP Devlet Bahçeli muhaliflerini de yanına çektiğinden geçen seçimlere nazaran daha yüksek oy alacaktır. SP'li seçmense Hoca'ya sadakatten taviz vermeyen bir zümre hariç AK Parti'ye kayar. Toparlarsak... ANAVATAN ve DYP meclise girseydi Abdullah Gül, ilk turda cumhurbaşkanıydı. Muhafazakâr seçmen, bunu kendinden esirgeyen liderleri, birleştikleri için affedecek mi, şehirleri bağışlayacak mı? CHP karşısında DSP, hatta SHP gerçeği var. Artısı ise radikal laiklerin keskinleşerek bu partiye sahip çıkmaları. Buna mukabil Uzan'ın GP'si hem CHP'den hem de MHP'den parça kopartabilir. MHP çifte kıskaçta. Peki ne olacak? Genelkurmay'ın "Sözde Değil Özde Muhtıra"sı AK Parti'ye iyilik olmuştur. Hükümete hükmetme fırsatı verdi. Kasımpaşalı delikanlı, o muhtıra karşında sinseydi karizması dehşetli bir biçimde zarar görürdü. Tam tersine gayet dengeli, cesur ve akıllı bir cevapla muhtıra boşa çıkartıldı, askere başbakanlığa bağlısınız sözü ilk defa dile getirildi. Recep Tayyip Erdoğan liderliğini tescil ettirdi. Büyükanıt Paşa, Başbakanı ziyaret ihtiyacı duydu. Konuşup anlaştılar. Önce atılması gereken adım, lüzumsuz bir sertlikten sonra ifa edildi. Bunun üzerine acemi kalem mahsulü yazı webden kaldırıldı. Diğer taraftan tertipleyenlerin kimliği hakkında internette ürpertici iddialar dolaşan meydan mitingleri her ne kadar radikal laikleri bilese de aynı şekilde sağ seçmeni de AK Parti etrafında kenetliyor. Tekrarlayalım, Genelkurmay muhtırası ve mitingler AK Parti'ye yaramıştır Sonuç olarak en kötü ihtimalle iktidar partisi mevcut sayısından daha yüksek bir vekille meclise girecektir. Ârif bir kişiliği olan Türk seçmeni bu partiyi merkez partisi olarak görüyor. Abdullah Gül, o zaman, yeni dönem TBMM'nin ilk celsesinde tartışmasız bir şekilde Cumhurbaşkanı seçilir. Nefesi olan... Vefası olan... Azmi olan kazanacaktır. Asker ağzıyla "Her şey vatan için!"... AK Parti diliyle "Her şey Türkiye için!.." Rahim Er'in teziyle "Her şey Büyük Türkiye için!"... 2008 daha güzel olabilir. Yeter ki akılsızca çıkartılan kavgalarla zaman öldürmeyelim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.