Nihayet hakikati görmeye başladılar

A -
A +

İsrail ve AB'nin arabuluculuğumuzu aynı günde idrak etmeleri ancak "takdiri ilâhî" sözüyle açıklanabilir. Dün, Türkiye'nin Avrupa Birliğine girmemesi için ayak sürüyen ve mevzua dair elinden gelen zorlukları çıkartan Avusturya, AB dönem Başkanı sıfatıyla karikatür krizi için Türkiye'den arabuluculuk yapmasını istedi. Viyana/Brüksel'in bu istekleri, Ankara'ya ulaşırken önceki gün Türk Hariciyesi'nin brifing verme davetini hey-heylerle reddeden İsrail'in Ankara sefiri Pinhas Avivi de AK Parti'nin genel merkezini ziyaret ediyordu. Devirdiği çamı doğrultma isteğindeydi. Hamas Partisi lideri aynı yerde kabul edilmişti. Avivi de dışişleri binasına değil de Balgat'a gitmişti. Bu elbette bir avunmadır. Paylandığı belli. Ümit ederiz ki AB de İsrail de Türkiye'nin bölgedeki yerini, önemini, değerini, vazgeçilmezliğini olduğu gibi ve olması gibi görürler, anlarlar ve anlama yoluna girmişlerdir. Ümit ederiz ki hisleri akıllarını frenlemez. Türkiye AB'ye girmesin. E, peki girmesin. Türkiyesiz, bir dünya başınıza yıkılır, bunu biliyor musunuz? Türkiye, Hamas'ı niye kabul etti? Asarız keseriz, Ermeni iddialarını kanunlaştırırız. Elinden geleni ardına koyan namerttir. Böylelerine verilecek cevap bu. Ermeni iddiaları gibi sabun köpüğü sözleri bir mesele diye karşımıza çıkartıyorlar. İsrail'e de Amerika'daki Yahudi lobisine de sormalı. İyi de İsrail neden Hamas'ı seçime soktu? Bunu asla cevaplandırmazlar. Sebep şu; niyetleri Filistin halkını bölmekti, Aksi oldu. O halde yabancı gözlemciler önünde demokratik bir seçimi kazanmış bir partinin meşruiyetini kabulden başka şık yoktur. Adamına göre demokrasi olur mu? Avusturya tutucu bir tavrı geride bırakıyor. İnşallah İsrail de basiret gösterir. Bu savaşlar, militanlıklar, terörün her türlüsü bıktırdı. Ne tank, tayyare, ne de intihar bombacısı. Bu zekânın, normal gidişatında isbat edilmesi iyi olurdu. Zoru görünce "aman Türkiye!" dendi. Eğer Ankara, araya girmezse karikatür problemi daha tehlikeli bir seyir alabilir. Ne var ki Türkiye'nin araya girmesi de yetmez. O bakan olsa da hiç adam olmamış İtalyan reform bakanı gibi Danimarka başbakanı da en kısa zamanda istifa etmeli veya istifaya zorlanmalıdır. İlk günden yazdık. Rasmussen dünya huzur ve barışı için istifaya mecburdur. İstifa edecek kadar yüreği yoksa barış düşmanlığı yapmış olur. İnatçılığı sadece ihtilafları tırmandırmaz Danimarka ekonomisini de çökertir. Şimdi şu gelişmeler karşısında Halid Meşal'in Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmemiş olmasına bir kere daha hayıflanıyoruz. Aynı tezi tekrarlayacağız, eğer başbakanımız onu kabul etseydi, Prof. Meşal, Ankara'daki basın toplantısında "Türkiye ne diyorsa hepsine evet diyecekti". Türk başbakanını baskı altına alarak bu neticeyi engellediler. Bölgede kan akması bazılarının işine geliyor. Halbuki bizim için insan hayatı kıymetlidir. Bu yüzden Türkiye, her iki problemde de arabulucu olmaya layıktır. Türkiye'nin itibarı artmıştır. Tabiî hakemden fiili hakem rolü istirham edilmekte. Hamas lideri Ankara'da kabul edilirken olayı tv ekranından tekrar tekrar "sersemlik" diye küçültmeye kalkanlar utansın.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.