Nimet Çubukçu ismi ilk defa bizim evde konuşulmuştu

A -
A +

Geçen pazartesi günü, önemli bir kamu kurumuna üye seçilmesi dolayısıyla Ankara'ya gitmeden evvel ziyaretimize gelme nezaketi gösteren bir Profesör dostumuz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Salı günkü AK Parti MKYK toplantısında Cumhurbaşkanı adaylığını açıklayacağı haberini mahrem bir bilgi olarak bize verdi. Kaynak, bütçeden en yüksek payı alan bakanlığın başındaki müşterek arkadaşımız olan Bakandı. Malumatı hayli kurcaladık. Sonunda da kaynağı gizlemek kaydıyla yazabileceğimizde mutabık kaldık. Bu bir riskti, o riski göze aldık, fakat yine de salı günü bunu ancak derkenar şeklinde yazarak Tayyip Erdoğan'ın MKYK'da Cumhurbaşkanlığını açıklayacağını "hayırlı olsun" temennisiyle birlikte okuyucularımıza haber verdik. Bizi takip edenler bilirler ki en azından iki yıldan bu yana bu sütunumuz ve bütün zeminlerde sayın Başbakan'ın Çankaya'ya çıkmamasını tavsiye etmekteyiz. Hemen her defasında da aynı şerhi düştük, "layık olmadığından değil, icranın başından ayrılmamasında zaruret bulunduğundan". Ne var ki Cumhurbaşkanlığı da bir faninin varabileceği son dünya makamı. Sebep ne olursa olsun Tayyip Bey'in tercihini bu yönde yapması da asla anormal bir davranış olamazdı, değildir. Tayyip Erdoğan, bir çok zemin yoklamaları yaptı. MKYK'nın Salı toplantısına kadar kimse, hiçbir zümre "hayır çıkamazsın, hem Türkiye'ye hem partiye kıyarsın" mealinde net bir tavır gösteremedi. Bu samimiyeti, cesareti, sağ duyuyu AK Parti Camiasından ilk olarak Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyeleri ortaya koyarak, " gidemezsin" dediler. Top kale çizgisinden döndü. Bunu ileride tarih yazar. Ondan sonradır ki sürpriz kelimesi telaffuz edilir oldu. Nimet Çubukçu dendi. Edibe Sözen konuşuldu. Bu mevzuda Nimet Çubukçu ismi ilk defa bizim evdeki bir kahvaltıda dile geldi. Bir yıl kadar evveldi. Nedret Hanım, eksik olmasın, yine özenle kahvaltımızı hazırlamıştı. Mutfakta dördümüz kahvaltımızı yaparken bir taraftan da ülke gündemini konuşuyorduk. Büyük oğlumuz Cüneyd, "bana kalırsa Tayyip Bey, devlet bakanı Nimet Çubukçu'yu Çankaya'ya yollasın, kimsenin diyecek lafı kalmaz" dedi, küçük oğlumuz Ömer, Nedret Hanım, hepimiz teklife sıcak baktık. Fakat o günün şartlarında yazamazdık. Şimdilerde ise Nimet Çubukçu ismi giderek ağırlık kazanmakta. Zira Başbakan, sürprizden, herkesi şaşırtacağından söz etmekte. Nimet Hanım ile ilk defa bir telefon görüşmesiyle tanıştık. Aileden Sorumlu Devlet Bakanı olduğu için dertlerimiz müşterekti. Yazdıklarımızı paylaşmak ve teşekkür maksadıyla aramıştı. Sonraları bizim aradığımız, yüz yüze görüştüğümüz oldu. En son "Nesiller Buluşuyor" toplantısında bir araya geldik. Oturup aileye dair etraflıca konuşma kararımız var ama bakalım ne gün olur, belki de Çankaya'da istişare ederiz. Yeter ki aileyi, çocuğu, kadını tehlikelerden uzak tutacak projeler üretebilelim, mekânın ehemmiyeti yok. Nimet Çubukçu, vakur, terbiyeli, çalışkan bir hanımefendi. Cumhurbaşkanlığına layık mı? Elbette, hakkıyla üstesinden gelir. Nimet Hanımdan sonra Prof Dr. Edibe Sözen ismi gündemi dalgalandırdı. Sürpriz isim arayışları sürüyordu. Edibe Sözen'le 1994'ten beri dostuz. Bu tarihte '94 Krizinin akamete uğrattığı Kimlik, isminde bir dergi çıkartmak için çalışıyorduk. O günlerde henüz yardımcı doçentti. Dersten çıkınca omzunda sırt çantası olduğu halde doğruca bize geliyordu. Olağanüstü zekâsı ilk günden dikkatimizi çekmişti. AK Parti'nin medyadan sorumlu genel başkan yardımcısı seçildikten sonra ilk ziyaretini de bize yapma vefasını gösterdi. Bu ziyaretinde ancak prova baskısı yapılmış söz konusu dergimize dair verdiği tafsilatla zekâsını bir kere daha takdir ettik. Şimdi soru malum. Cumhurbaşkanı kim olacak? Tayyip Erdoğan mı, Nimet Çubukçu mu, Edibe Sözen mi? Kumkapı balıkçı esnafı dahi Başbakana "sen başbakanlıkta kal" diyor o da "siz ne diyorsanız o" cevabını veriyor, bunlar, diğer Türkiye gerçekleri ile birlikte tartılıyorsa yine aynı zamanda değerli bir dostumuz olan Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya'ya çıkmayacaktır. O zaman geriye iki isim kalıyor. Nimet Çubukçu ve Edibe Sözen. Nimet Çubukçu, ismi daha ağır basmakta. Hukukçu, milletvekili ve bakan. Bakanlığında hiçbir kırık çizgi yok. Edibe Sözen başarılı bir iletişim Hocası. Fakat aktif siyasette yeni. Nimet Hanım gibi O da MKYK üyesi ancak milletvekili değil. Oysa Başbakan, Cumhurbaşkanının TBMM'den seçileceğini defalarca söyledi. Bir sonraki kabinede Nimet Hanımla Edibe Hanım, halef-selef olabilirler. Nimet Çubukçu veya Edibe Sözen olmazsa sürpriz, şaşırtan netice ne olabilir? Aklımıza şu geliyor, Ali Babacan, başbakan, Abdullah Gül dışişleri bakanı, Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı. Bu da bir sürpriz olur. Kanaatimizce Ali Babacan, bugün değilse bile 10 Sene sonrasının Başbakanıdır. Dışişlerinin Abdullah Gül'den boşalmaması Türkiye'nin âli menfaatleri icabıdır. En kuvvetli ihtimale dönersek. 14 Nisan vari yürüyüşlerin, ekranlarda ahkâm kesmelerin anlamı kalmayacak, "devlet düştü" peşin hükümlerine kapılacakların kaygıları bitecek, yersiz kargaşalar doğmayacak, ülkemiz kalkınma yolunda vakit kaybetmeyecektir. Ne var ki iftira, karalama, kıskançlıkların tamamen ortadan kalkmasını da beklememeli. "Başının üstü açık ama içi kapalı!!!." "Başbakan, Çankaya'yı sekreteryası gibi kullanıyor" tarzında laflar beklenmeli. El ağzı çuval değil ki büzesin. Bazıları konuşacak, bazıları iş yapacak. Bu her yerde böyle. Acı ama gerçek.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.