Nüfus kâğıtlarının "dini" hanesinin karşısında "İslam" yazmalı mı yazmamalı mı? Bu sorunun en güzel cevabı bir başka sorudur: Nüfus sayımı yapılalı kaç asırdır, nüfus kâğıdı verileli kaç yıldır? Zamanında nüfus kâğıdı olmayanlar Müslüman değil miydi? Tam tersine, onların çoğu, bu günün en dindarından daha dindardı. Bir kaç senede bir bu nüfus kâğıdındaki din hanesi tartışılır. Birileri rahatsızlığını dile getirir, birileri ona destek olur, birileri de karşı çıkar. Bu tuhaf ve çok da yersiz tartışma bir süre sonra unutulup gider. Şimdi yine gündemde, İzmirli bir vatandaş, 40 yaşından sonra kalkmış nüfus kâğıdından "İslam" kelimesinin silinmesi için dava açmış. Karar, aleyhine. Fakat o ısrarlı. Temyiz mahkemesi, mahalli mahkemenin hükmünü bozmazsa bu defa AİHM'ne gidecekmiş. Dikkat edileceği gibi bu defa gündeme gelen eskilerden farklı. Eskiden yalnızca "İslam" kelimesi silinsin istenirdi. İsteyenler daha ziyade ateist olduğunu söyleyen kimselerdi. Dinsizliklerinde samimi olduklarını isbat etmek istiyorlardı. Bu defa "İslam" kelimesi silinsin, yerine "Alevilik" yazılsın deniyor. Bu maksatla dava açılıyor. Ülkemiz adına tehlikeli bir kıvılcımdır. Çünkü Alevilik bir din değil. Eğer dinse o zaman sormak lazım, bu dinin tanrısı ne, peygamberi kim? Bu ülkede her Sünni aynı zamanda Alevidir. Buna rağmen tam da AB arifesinde ufaktan ufağa böyle bir gelişme uç veriyor. Tesadüf olabilir mi? Saf bir Alevi vatandaş kandırıldı mı? Türkiye'de ikame kavga değerleri vardır. Kürtlük olmazsa Alevilik o da olmazsa futbol kavgaları piyasaya sürülür. Hüviyet cüzdanı veya nüfus kâğıdı yahut halkın tabiriyle kafa kâğıdı denen bu kâğıtlarda bir zamanlar din hanesinden başka mezhep hanesi de vardı. O günlerde dahi Alevilik yazılmazdı. Aleviliğin esası hepimizde olduğu gibi Hz. Ali ve ehli beyt sevgisidir. Bu sevgi imanla ölmeye sebeptir. Bu sevgi de kâğıda değil kalbe yazılır. İman da kâğıda değil kalbe yazılır. Mezara nüfus kâğıdıyla girilmiyor.