Lobiler ve lobiler kralı baronlar...
Bugün bu ülkede henüz doğru-düzgün dünyayı bile idrak edememiş bazı gençleri çevrecilik hassasiyetleri kullanılarak Hükümete karşı sokağa döken yine sabıkalı lobilerdir...
Onlar, nice iktidarları devirdi, nice kanlara girdiler. Taksim veya diğer meydanlardaki kalabalıklar, kendileri için sadece figürandır. Barış süreci gerçekleşince silahlar susmuş oldu. Silahlar susunca silah fabrikaları kayba uğramakta. Bizim evlerimize artık cenaze gelmiyorsa, onların kasalarına da para girmiyor.
Terör örgütleri, toprak ister, bayrak ister, hak der, hukuk der, taraftarlar edinir, silaha sarılır vs. Örgüt, silah temin edebilmek ve militanlarını besleyebilmek için paraya ihtiyaç duyar. Bu parayı gönüllü taraftarlarının yaptığı nakdi destekle, ırkdaşlarından aldığı haraçla, bazı devletlerin yardımlarıyla temin eder. Asıl gelir kaynağı ise uyuşturucu satımıdır. İlgili devletler, zahiren uyuşturucuya düşmandırlar, sempozyumlar yapılır, unvan sahibi insanlar konuşur. Bunlar göstermeliktir. Örgüt, kazandığı o kara parayla malum devletlerden silah satın almaktadır. O devletlerde silah baronları etkin güçtür.
Kaçak sigara trafiği de buna paralel yürür.
Bir de uyuşturucu ve sigaradan elde edilen çok yüksek miktardaki paraların yattığı bankalar vardır. Bu bankalar da lobi baronlarının mülkündedir.
Bu manzara hadisenin dünya ayağıdır.
Bir de Türkiye ayağı var.
70'li yıllarda kendilerine sosyalist diyen gençler, "gerçekten demokratik tam bağımsız Türkiye!" sloganlarıyla yürüdüklerinde akranı olan karşı gençler "vay hain komünistler!" diye onlarla mücadele eder, ölüm-kalımlar yaşanırdı. Halbuki bugün "hain komünist" denenlerin bazı fikirleri iktidarda hayat buluyor.
Türkiye'nin tam bağımsız olması için halkın seçtiği hükümetlerin bir takım dış ve onların işbirlikçisi iç lobi ve lobilerle uğraşma mecburiyeti var. Bu çok çetin bir mücadeledir. Ta Tanzimattan bu yana devam eder. Bu süreçte iktidarlar, ya dişe diş kavga verir veya onlara teslim olurlar.
Türkiye ikisini de gördü.
Bugün yaşanan tarihin tekerrürüdür.
Hadise o, şu, bu görüşteki gençler veya politikacılar değil. İçerde faiz düşürülünce, sigara, uyuşturucu ve alkole karşı büyük bir hamle yapılınca, yalnızca buradakilerin menfaatlerine dokunulmuyor, dünyadaki lobi ve lobi baronlarının da nasırına basılmakta. Üstüne bir de İMF evine yollandı, dahası ülkenin yatırım yapılabilir seviyeye geldiği kredi kuruluşları tarafından ilan edildi...Bunun tercümesi ekonomik bağımsızlıktır. O zaman bu ülkeyi güdemez ve sömüremezler.
İstenen zayıf ve vesayet/manda altında yaşayacak Türkiye'dir.
İstenmeyen Büyük Türkiye'dir.
Bu ülkenin çocukları dün, solcu-sağcı, Kürt-Türk, Kemalist- muhafazakâr tasnifleriyle figüran yapılıp birbirine kırdırıldı. Bugün aynı oyun tekrar sahnelenmek istenmekte.
Lobiler, baronlar, dün bu ülke imparatorluğunu, bu ülke gençlerini, bu ülke kaynaklarını, bu ülke devlet adamlarını, bu ülke zamanlarını, bozuk para gibi harcadılar.
Aynı tuzağa düşmemeli; uyanık olunacak gündür.