O ruh

A -
A +

Eğer Çanakkale düşseydi, düşman, Çanakkale'yi aşsaydı İstanbul, işgal edilecek, kuvvetle muhtemeldir ki bugün Türkiye Cumhuriyeti olmayacaktı. Veya Orta Anadolu'da bir küçük devletçik kurulmuş olabilecekti. Böyle bir düşüş, bizi sıradan bir Afrika devleti durumuna sürükleyecekti. Çanakkale Zaferi bu kadar büyük. Eşsiz bir müdafaa ve muhteşem bir netice. Dünya, emperyalist devletler tayyaresi, kruvazörü, topu, tankı ve çekirge misali sürüler halindeki ordularıyla üstümüze saldırırken askerimiz nasıl oldu da galip gelebildi? Hatırlarsınız, belki de en yakınınızda bir yerlerdedir. Çanakkale'de çarpışmış iki asker yan yana durmuş iki Mehmetçik. Biri zayıf uzun boylu, diğeri zayıf orta boylu. Üstleri, kıyafetleri lime lime ama kendileri, başları dimdik. Düşman, Çanakkale'ye kaputları, konserveleriyle gelmişlerdi. Askerimizse peksimetle idare ediyordu. 93 Harbi gibi, Balkan harbi gibi, Sarıkamış gibi bu defa da yarı çıplak, yarı aç savaşıyordu. Üstlerindeki işte ortada. Buna rağmen kıyas kabul etmez teknik üstünlük ve ordu farkına rağmen Çanakkale nasıl kazanıldı? Bu harikaya nasıl imza kondu? Sorulması gereken soru, tahlil edilmesi gereken hikmet budur. Harbin hikâyesi elbette bilinecek, fakat bir de onun sırrı var. Bu sır, Türk'ün îmânından beslenen ruhudur. O ruh, Malazgirt'te vardı. İstanbul'un Fethinde vardı. Sarıkamış'ta vardı. Çanakkale'de vardı. Kurtuluş savaşında vardı. Kore'de Kıbrıs'ta vardı. Vatan ve Allah düşmanı teröristle çarpışırken var. Bütün zaferlerimizde, harplerimizde, müdafaalarımızda ve taarruzlarımızda bizi besleyen, üşütmeyen, acıktırmayan, yıldırmayan, çaresizliklerden çekip alan o ruhtur, bu ruhtur. Dün bu ruhla var olduk, bu ruhla mevcudiyetimizi koruduk. Yarınlara bakabilmemiz. Devlet-i ebed müddet olarak kıyamete kadar devam edebilmemiz ruhumuza sahip çıkmamızla mümkün. Düşman Türkiye'yi bölmeden evvel ruhumuzu tahrip etme dâvâsında. Asıl tehlike budur, bu tehlikeyi görmeyenin konuşmaya hakkı olamaz. İki bayrağımız var, ay-yıldızlı al bayrağımız ve Ezan-ı Muhammedi adlı ses bayrağımız. Şehidlik mefhumunu da iki bayrağımızı da besleyen o ruhtur. Ruhsuz ceset ölüdür. Yüce Allah, bu milleti ruhundan mahrum etmesin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.