Onlar da aydın mı?

A -
A +

Hadise, aydınlar, bildiri yayınladı, aydınlar, başbakandan randevu istedi, aydınlar başbakanla görüşecek, aydınlar başbakanla görüşüyor, aydınlar başbakanla görüştü şeklinde takdim edildi. Bu bir yanlıştı Çünkü, haberin bu şekilde kullanılması Türkiye'deki aydınların ismi sayılan zevattan ibaret olduğu intibaını vermekteydi. Eğer öyle olsaydı bu battığımızın resmen tescili olurdu. Türkiye'de bütün aydınlar topu topu 12 kişi midir? Nitekim mezkür aydınlar da garabeti baştan fark ettikleri için "aydınlar" sıfatını istemediler. Buna rağmen onları bu şekilde takdim etmek isteyenler "aman efendim estağfirullah, siz aydınsınız" diye ısrarla yanlışı sürdürdüler. Bu takdim şekli hemen kıskançlıkları davet etti. Hakikaten aydınlardan bir kısmı hayırlı bir iş yapmışlardı. Yaptıklarının özü bir Anadolu deyimidir: -Kanı kanla yumazlar, kanı suyla yurlar. Karşımızda artık asla hafife alınamayacak bir Kürt problemi vardır. Yeniden ve hızlı biçimde kan akmaya başlamıştır. O halde öncelikle silah bırakılmalı ve mesele ortak akılla çözülmelidir. Başbakan, mealen bunu diyen aydınları kabul etti. Her şey canlı yayında cereyan etti. En muhalif gazetenin yazarı bile toplantıdan sonra başbakanı takdir etti. Recep Tayip Erdoğan, yaptığı konuşmada devlet adamı sorumluluğunu ortaya koydu. Sonra da ülke için bir şeyler yapma gayesiyle çırpınan aydınlardan orada hazır olanlar konuştular. Sözcü Gencay Gürün de diğerleri de aklı başında sözler söylediler. Onlar da aydın sorumluluğu içindeydiler. Çarşamba öğlendeki bu toplantının akşamından itibaren dedikodu, kıskançlık ve haset çarkları dönmeye başladı. Bunlar her kesimden geliyordu. Şüphesiz ki onlar da aydındı. Fakat duygularına mağlup olmaktaydılar. -Siz kimsiniz? - Lüzumsuz bir toplantı. -Bu toplantıdan hayır çıkmaz. -Zaten başbakan, duymak istediklerini dinledi. -Bunlar PKK'ya aracılık yapıyor. Tabii son iddia sahipleri düpedüz iftira etmekteler. Evet, ortada iki hata vardır. Birincisi dediğimiz gibi memleketin biricik aydınlarının bunlardan ibaret olduğu havasının yayılması. İkincisi ise iştirakin dar tutulması. Bu hata da hükümet tarafından geliyor. Aydınları dinlemek bir ihtiyaçsa bunu adam akıllı organize etmek gerekirdi. Buna rağmen hareket ve Başbakanın kabulü iyi olmuştur. Eğer "siz kimsiniz?", "bu toplantıdan hayır çıkmaz", "bunlar PKK aracısı diyenler" davetli olsalardı emin olunuz şişeler dolusu mürekkep harcayarak ballandıra ballandıra toplantının faziletini anlatacaklardı. Davet edilmeyince ne diyorlar? Onlar da aydın mı? Öz, hakiki, gerçek aydın biziz. Elbette böyle demiyorlar ama yalnızca dilleri böyle demiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.