Onursal başkanlık sorumluluk ister

A -
A +

Şimdilerde "onursal başkan" denilenler, bir vakitler "şeref başkanı" veya "fahri başkan" diye anılırlardı. Bir makam sahibi bir yerde uzun yıllar bulunabilir. Onun orada bu kadar zaman vazife yapmasının sonra gelenler tarafından şükranla karşılanmak adına onurlandırılması gibi bir ihtiyaca yol açmıştır. Görüldüğü gibi ortada iyi bir niyet ve vefa hissi söz konusudur. Ne var ki son birkaç yıldır bunun da dejenere edildiği ortaya çıkmış bulunuyor. Bir kimse bir yerde çalışmış olabilir. İyi kötü bir şeylere imza atabilir. Ama günü gelince o kimse oradan emekli olmuşsa perde inmiştir. Mevzubahis olan ister akademisyen olsun, ister subay, isterse hukukçu. Onun elbette vazifesinden çekildikten sonra da konuşma, fikir beyan etme hakkı vardır. Doğru, lakin duracağı yeri bilmesi de şart. Yoksa gir politikaya eteğinde ne taş varsa dök ortaya. Çünkü nezaket icabı "onursal" sıfatına sahiptir. Hal böyle iken onursal unvanını gereğinden fazla ciddiye alarak fiili başkanlık gibi telakki edip toplumu gerecek, insanları birbirine düşürecek saldırgan üsluplarla ekranlara çıkıp saatler boyu laf üretmek konuşanı rahatlatmak dışında kimseye bir şey kazandırmıyor. Kazanmak ne kelime? Tam tersine yeniden nefret tohumları ekiliyor. Savaş tamtamları çalınıyor. Alevilik konusunda da böyle, baş örtüsü ile ilgili problemde de... Oysa bizim sevgiye ihtiyacımız var. O tiplerse bırakınız başkalarını sevmeyi kendi kendileriyle bile kavgalılar. Kendilerini minicik aynalarında dev sanmışlar. Akıl kârı mıdır? Hiçbir makul insan ağzına alabilir mi? Bugün toplumun en az yüzde 50'sinin destek verdiği, daha önemlisi icraatlarını benimsediği bir iktidarı kapatmaktan söz etmek ne demektir? Şu demek, Yassıada Mahkemesi alışkanlıklarının hortlaması. Bir hukuk irticası mevzubahis. Sorumsuzca teklifler yapmakta, çılgınca konuşmaktalar. Sayıları birkaç kişi. Ama havayı zehirlemekteler. 27 Mayısla başlayıp 28 Şubatla ihtirasları dinmeyen bu kimseler artık sussalar iyi olur. Çünkü milletle hiçbir müşterek tarafları yok. Konuştukça konuşmakta. Konuştukça yanılmaktalar. Ama yanıldıklarının farkında değiller. Yazık bu adamların yaşlarına, devlette geçen yıllarına ve bu millete. Varlıklarıyla insanlığa itibar kazandırmayanların hak etmediği şereflerle taltifi onlara kaldıramayacakları yükler yüklemektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.