Örtülü tehlike

A -
A +

Şia, Alevilik değildir. Bir İran inanış biçimi. Böyle demek yanlış olur mu? Yanlışsa bunu ulemanın izah etmesi gerekir. Hatta daha da ileri giderek şunu söylemek de mümkün. Şia, İran milliyetçiliğinin bir başka ifade şeklidir. Böyle olduğu için, komşumuz, tarih boyunca sürekli rejim ihracı peşinde koştu. Bu faaliyetten en fazla ziyan gören biz olduk.. Bunu derken şiaya ve şiiliğe karşı peşin bir hüküm içinde değiliz.. Asla böyle görülmesin. Şianın da Aleviliğin de sünniliğin de buluştuğu ortak nokta hazreti Ali'dir. Bir komşumuzun şu veya bu itikatta olması ülkemiz için tehlike teşkil etmedikçe üzerinde durmayız. Nitekim bir zamanlar Rusyasının komünizmle yönetilmesi Türkiye için tehlike teşkil ettiğinden dolayı meşgul etmiştir. Çok müessif Necef suikastı sebebiyle şia yine gündemde. Şu bir gerçek. Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak, İran'a set oluşturmuştur. ABD'nin başlangıçta Saddam'ı destekleyip başa dert etmesi de bundandı. Suikast sebebiyle daha bir bariz şekilde ortaya çıktı ki İran, yeni Irak üzerinde fevkalade nüfuz sahibidir. Hem din adamları, hem silahlı adamlarıyla. Irak Lübnanlaşırken İran açısından yine bir kazanç vesilesidir. İran'ın bugün Lübnanda ciddi bir inanç otoritesi oluşmuştur. Kelimeye lütfen dikkat ediniz. İnanç otoritesi. Türkiye'nin Lübnan üzerinde bir tesiri var mı? Sanmayız... O bir tarafa, Irak üzerinde ne kadar tesirimiz var? Hatta şiileşmiş Türkmenler kime daha yakın? Bu noktada sünni Kürtleri kayıp aleyhimize olmaktadır. Türkmenleri firesiz kazanmak gerektiği gibi Kürtleri de kaybetmemeliyiz. Bunları neden yazıyoruz? Komşumuz İran, sürekli olarak aleyhimize mevzi kazanmakta. Bu mevzi toprak zenginliği değil. İtikat, inanç gücü. Şia, Türkiye'de bir mezhep olarak tanınmaz. Buna rağmen Şah'ın devrilmesi ve Humeyni'nin iş başına gelmesiyle birlikte yurdumuza ciddi bir Fars akımı oldu. Bugün mahalleleri var. Mabedleri var. Şia doğrultusunda türlü etkinlikleri var. Kutsal saydıkları Kum kenti zaviyesinden düşünüp konuşan sözcüleri var. Bunlar, zamanla asimile mi olurlar, şia misyonerliği mi yaparlar, yapmaktaalr? Yeni Şah Kulu olaylarına şahit olmaktan endişe ederiz. Tabii ki Türkiye'de inançlar serbest. Herkes dilediği gibi inanır ve yaşar. Ama dışa bağımlılık olmaz. Kum kentinden gelen talimatlarla hareket edecek bir nüfus, kaygıyla takip edilir. Humeyni'den sonra Türkiye'ye ne kadar İranlı geçmiştir? Bunların ne kadarı Türkiye'de kalmıştır? Ne kadarı vatandaşlık kazanmıştır? Kaç mabedleri var? İran'la münasebetleri hangi ölçüde? Sözcüleri, neye dayanarak bu unvanı kullanmaktadır? Vs. Vs. Vs... İçişleri Bakanlığıyla, Din İşlerine Bakan Devlet Bakanlığı'nın kamuoyunu aydınlatması lazım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.