Osmanlı açılımı -III-

A -
A +

Abdülmecid Han, babası II. Mahmud Han'ın 1 Temmuz 1839'da vefat ettiği gün tahta çıkmıştı. Babası gibi değişimciydi. Hangi şartlarda işbaşına geldiğini şu üç vak'a izaha kâfidir: Meclis-i Valayı Ahkam-ı Adliye reisi Koca Mehmed Hüsrev Paşa, II. Mahmud'un cenaze merasiminde sadaret mührünü sadrazam Mehmed Emin Paşa'dan zorla alarak 2 Temmuz günü kendini sadrazam ilan ettirmiştir. Ordu Nizip'te asi İbrahim Paşa'ya mağlup olmuş, fakat netice yeni padişahtan saklanmıştı. Padişah, ordu ve donanmanın Mısır'a müdahale etmesini emretmişse de Hüsrev Paşanın Başbakan olmasını istemeyen Kaptan-ı Derya Ahmed Fevzi Paşa, donanmayı 3 Temmuzda Mısır'a götürüp Mehmed Ali Paşa'ya teslim etmiştir. Diğer taraftan İngiltere, Rusya, Fransa ve Avusturya, İstanbul'a bir muhtıra vererek devletin Mısır isyanını tek başına çözmemesini istemiştir. Kargaşa büyüktür, Cidde'den Balkanlar'a kadar ayaklanmalar vardır. Tanzimat Fermanı'ndan başka 1856'da Islahat Fermanı da ilan edilir. Asliyetin yerini taklit almaktadır. Aynı yıl Kırım Harbi çıkar. 1859'da Kuleli Vak'ası patlak verir, cunta devrededir. Bir kısım üst rütbeli subay, sözde ulema ve talebenin niyeti, Abdülmecid'i katledip veliahd Abdülaziz'i padişah yapmaktır. Teşebbüs halinde iken yakalanıp Kuleli Kışlası'nda muhakeme edilir ve idam cezasına çarptırılırlar ise de Sultan, 'ama ben hayattayım!' diyerek suikastçıları affeder. Kendi valisine mağlup olmuş bir ordu. Tefessüh etmiş bürokrasi. Yabancı devletlerle Galata Yahudi bankerlerine bile borçlanan maliye. Aynı bankerlerin saraya kadar sızarak borçlandırma avantajları yakalamaları. Bitmeyen dış baskılar. Hasılı hariçten, dahilden ve saraydan azap yaşayan bir padişah. İnsan verem olmaz da ne olur. Babası gibi verem olur ve 38 yaşında ölür. Nerede o cumhuriyet mekteplerinde belletilenler, nerede hakikatler? 18 yaşında boğularak öldürülen II. Osman'ın hayatı çok farklı değildir. 28 yaşında ölen IV. Murad'ın da öyle. Son iki yüzyılı tanımadan bugün hiçbir şey çözülemez. Onun için Abdülmecid Sempozyumu isabetli olmuştur. Her padişah için bir büyük sempozyum şarttır. O ateş ve alev dolu zamanlar içinde bile bu sultanlar güzel sanatlarla da meşgul olabilmişlerdi. Sultan Abdulmecid, Hırkayı Şerif için yaptırdığı aynı isimdeki camiin mihrabına kendi elinden çıkma hattı astırmıştı. Sevgili Peygamberimiz -sallallahü aleyhi ve sellem- Hicri 6. yılda devlet başkanlarına mektuplar yollayarak onları İslama davet etmişlerdi. Bunlardan biri de Mısır mukavkısı Cureyc ibni Mina'dır. Bu mektup, 1850 senesinde Mısır'ın Ahrim bölgesindeki bir kilise kütüphanesinin Kıpt kitapları arasında bulundu. Hadiseyi öğrenen Sultan Abdülmecid Han, mektubu satın alarak Topkapı Sarayındaki Emanet-i Mukaddese Dairesi'ne hediye etti. Böylece Sultan, İstanbul'u Peygamber dişi, Peygamber sakalı şerifi, Peygamber hırkası, Peygamber savaş techizatı gibi mübarek emanetlerden sonra Peygamber mektubuyla da tâclandırmıştır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.