Erciyes Üniversitesi'nin "Osmanlı Toplumunda Birlikte Yaşama Sanatı" ismiyle milletlerarası bir sempozyum tertiplediğini Nevşehir'in sevilen belediye başkanı Hasan Ünver dostumuzun nazik davetiyle haberdar olduk. Nevşehir, Kayseri, Kırşehir, Tokat, Yozgat, Çankırı... Ve ötekiler, öteki güzel şehirler. Bu şehirler, bu seyahatimizde bize şunu öğretti. Onlar, orta direk, Anadolu'yu ayakta tutan güç. Anadolu'nun mülk bekçileri. Toplantıda kime memleketini sorsak bu çevrelerden birinden çıktı. Karlı Erciyes dağına nâzır Kayseri'de yapılan sempozyuma alâka çok büyük. Tertip komitesi, meseleyle uzaktan yakından irtibatı olan her şahıs ve kurumu çağırmış. Ermeni örneğinden hareketle dünkü hayatımızda birlikte yaşama sanatının şartları araştırılıyor. Bir kere isim harika. Birlikte yaşama kabiliyetine kim "sanat" demişse ağzına sağlık. Toplantıya Nehru Üniversitesi'nden Trakya Üniversitesi'ne Ermeni Patrikliği'den yazarlara, araştırmacılara kadar iştirak var. Fakat İstanbul'un fildişi surlar arkasındaki üniversitelerinden kimse yok. Program dosyasının kapağındaki bir küçük cümle aslında her şeyi ortaya koyuyor. Cümle II. Sultan Mahmud'a ait. Padişah diyor ki... -Benim teb'amdan Müslümanları camide, Hıristiyanları kilisede, Musevileri havrada görmek isterim. İşte sır bu ana fikirde. Sadece Müslümanlar camiye gidecek, diğerlerine yasak demiyor. Şunları şurada, şunları şurada "görmek isterim" diye bir temennide bulunuyor. Gitmeyenleri astırırım da demiyor. Deseydi kim ne diyebilirdi? Ancak diyemezdi. Zira Osmanlı fıkha bağlılıkla bir hukuk devletiydi. Anadolu bir şeylerin arayışında. Gayrı Müslim teb'ayla dahi birlikte yaşamanın inceliklerini sorgulayarak bugünlere gelmek istiyor. Atalarımız nasıl yapmış? Bu cemiyet, Ermeni, Rum, Bulgar vs ile asırlarca bir arada yaşamışken nasıl olur da bugün din kardeşi Kürt'le arasına husumetler girer? Kim nerde ne hata işledi? Varsın fildişi surlar gerisindekiler havanda su dövsünler. Anadolu, Üniversiteleri, belediyeleri, valilikleriyle gerçeklerin arayışında. Yeniden birlikte yaşama sanatı keşfedildiğinde her güzellik yeniden başlar. Anadolu'da akan kanın durması lazım. Birlikte yaşamanın sanatı yakalanırsa kan durur.