ÖSS'nin değişmesi yetmez

A -
A +

ÖSS giriş sistemi değişiyor. Öğrenci Seçme Sınavının tek başına değişmesiyle bu problem hallolmaz. Yeni sistemde soruların üçte ikisi kabiliyete dayalı olacakmış. Bu belki faydalıdır ama anayasanın değişmesine benziyor. Anayasa yenisi yapılacağına her iktidar devrinde bir tarafı değiştirildiği için ortaya yamalı bir bohça çıktı. Şimdi ÖSS değiştiriliyor. Acaba bu çalışma meseleyi çözecek mi? Nasıl çözebiliriz? Bir kere fırsat eşitliğini tesis etmek şart. Bölgeler arası farklar var. Ailelerin ekonomik imkân farkları var. Etiler'deki bir gençle, Yüksekova'daki aynı sorulardan imtihan edilmekte. En üst gelir seviyesine sahip ailenin çocuğuyla asgari ücretlinin çocuğu eşit görülüyor. Bundan böyle kabiliyet, yetenek denecek. Ne var ki verdiğimiz misallerde olduğu gibi bu gençler aynı kabiliyette olamazlar. Dershaneye gidenle gitmeyen, büyük şehirde yaşayanla geri kalmış bölgenin yoksulluklarıyla boğuşanlar eşit görülebilir mi? Ayrıca kurumların halktan kopuk olması da ayrı mesele. Hükümetleri halk seçmekte. Fakat bu hükümetler, YÖK gibi kurumlara karışamamaktalar. Neymiş kuvvetler ayrılığı. Bu kadar ayrılık da fazla. Üniversiteye girene kadar çocuklar Milli Eğitim Bakanlığının sorumluluğundadır. Bakanlık onların mânevi velisi. Talebeler üniversite kapısında bir haksızlığa uğruyorsa MEB burada taraf olmaktadır. MEB taraf oluyor ama müdahale hakkı bulunmuyor. Bu yüzden bakanlarla YÖK başkanları atışmaktalar, o kadar. Çünkü YÖK başkanları bakanlara tepeden bakmaktalar. Bu kördüğüm üniversite kapısında çözülemez. Bu bir planlama meselesidir. Devlet, yılda ne kadar hukukçu, ne kadar doktor, ne kadar mühendis ihtiyacı olduğunu tespit eder, bu ihtiyaca göre ilk öğretim ikinci kademeden başlayarak çocuklar yönlendirilir. Öğretmen olmak isteyen bilgisayarcı, orman mühendisi olmak isteyen gazeteci olmamalı. Bugün üniversiteler işsiz üreten fabrikalara döndüler. 1 milyon 700 bin genç imtihana giriyor. İşe yarar bir yer kazananlar 17 bin. Bunlar da özel öğretmen, özel dershane, en iyi okul imkânına sahip olanlar arasından. Türkiye'nin boş gezen üniversite diplomalı kişilere değil, ara elemana ihtiyacı var. Aslında adı konmadık çıkmazlar karşısındayız. YÖK bir çıkmaz. Onun yol açtığı örtünme sancısı bir çıkmaz. Çıkmazdan çıkmak için özelleştirmeye önem verilmeli. Okullar özelleşmeli. Sistem ilkokuldan üniversiteye kadar gözden geçirilmeli. Yanlış sistem ya küskünler, ya işsizler üretiyor. Garip olan şu ki işe yarar bir yeri kazananlardan bir çoğu da dışarı gidiyor. Bunları görmek için sırça saraylardan çıkmak lazım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.