Özal aşılmalı...

A -
A +

Türkiye, Turgut Özal adını ilk defa Devlet Planlama Teşkilatı müsteşarı olması münasebetiyle duydu. Kardeşi Korkut Özal da TPO genel müdürüydü. Sene '60'ların ortaları. Matbuat, solun baskısındaydı. Mecliste TİP vardı. Basın, TİP ve CHP şiddetle bu iki kardeşe saldırıyordu. Adları "takunyalı"ya çıkmıştı. O sıralarda Süleyman Demirel'in Özal için yaptığı değerlendirmenin unutulması mümkün değildir, "beyler Turgut, dahidir". Turgut Özal bir dahi olduğunu bu sözden 20 sene sonra inanılmaz icraatlar ortaya koyarak isbatladı. Bu zaman zarfında bir milletvekilliği adaylık meselesi vardır. MSP'den İzmir'i temsil etmek istedi fakat seçilemedi. İyi ki seçilmemiş. Seçilseydi, ne o reformlar yaşanırdı, ne Türkiye bugünkü konumuna yükselirdi ve ne de bugünkü gibi sevilirdi. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, vefat edeli 14 yıl oluyor. Camileri dolduran on binler, kabrini ziyaret eden on binler, yazılanlar, konuşulanlar, sohbetler gösteriyor ki tonton, babacan, cana yakın adam, bugün de seviliyor. Bugün daha çok seviliyor. Demek ki Türk milleti, sevilmeye layık olanı sevmekte, kimse onun sevgisinin önüne set olamamakta. Hiç merak edildi mi? 1993'ten sonra nüfus kayıtlarında Turgut, Özal ve Turgut Özal isimlerinde nasıl bir seyir yaşanmış? Özal diye bir isim daha evvel yokken çocuklara verilmeye başlanmış, diğerlerinde patlama yaşanmıştır, buna eminiz. Turgut Özal'ın bir çok hususiyetleri sayılabilir. Dünyayı tanıması, reformları, sivilliği, dindarlığı, demokratlığı vs. En büyük hususiyeti neredeyse kopma noktasına gelmiş bir milletin ferdlerini tekrar kaynaştırmasıdır. Kanaatlerdeki kireçlenmeleri, peşin hükümleri dağıtmıştır. İktidarı döneminde solda da sağda da marjinaller, onu tanıdıkça kendilerini hesaba çekerek yanlışlarını terk edip orta noktada buluştular. Turgut Özal, 1983'te başbakan olarak iktidara geldi. Daha evvel 12 Eylül 1980'de darbe yapılmış, terör bitirilmişti. Lakin barış zorla tesis edilemez. İnsanların vicdan muhasebesi yaparak karşısındakine el uzatması Turgut Özal'ın devrini yaşamasıyla mümkün oldu. Sadece vatandaşlar arasında değil dünyayla aramızdaki duvarlar da yıkıldı. Buna rağmen bugün dahi onu sevmeyen, hatta kin güden bazı kimseler mevcut. Ne yaparsınız bu bir idrak meselesi. Günümüz siyasetçilerinin, siyaset yapmak isteyen gençlerin Turgut Özal'ı iyi okumaları anlamaları gerekir. Fikirleri, yaptıkları ve yapamadıkları hakkıyla tahlil edilmeli. Kuru hayranlık değil şuurlu tanıma, bilme, anlama. Fikir hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti ve teşebbüs hürriyetinde zincirleri koparması, mevzuat dağlarını tek sayfalık kâğıtlara çevirmesi, cesareti, dünyayı takip etmesi ve dünyada sözünün geçmesi unutulamaz. Rahmetle Yâd ediyoruz. Herkes gibi o da günü gelince bu dünyadan ayrıldı. Fakat şan, şeref ve ihtişamla ayrıldı. İnsanın fani tarafının ölüp baki tarafının gönüllerde yaşaması ne devlettir. Turgut Özal, 21. Asır Türk asrı olacak demişti. Bu söz kendisinden sonra unutuldu. Hiç unutmamak, gereği için çetin yürüyüşlere tahammül etmek vazgeçilmez vazifemizdir. Öncekilere vefa, takdir, bağlılık insanlık borcu. Fakat onları aşmak, onları geçmekse en büyük borç. Turgut Özal, geçildiğinde ruhu şâd olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.