Özel okullar hem dertli, hem kaygılı

A -
A +

Türkiye'deki toplam özel okul sayısı hâlâ 2 bini aşmış değil. Orta öğretimdeki bütün özel okul öğrencisi yüzde 2'yi bulamıyor. Köklü bir devlette, eğitimi asırlara dayanan bir sistemde bu sayılar ne kadar garip. Hepsi hepsi yüzde 1.9 özel okul talebesi var. Bunlar da nisbeten hali vakti yerinde olan ailelerin çocuklarıyla burslu okuyanlar. Hükümet, özel okullara 10 bin öğrenci sevk edecekti fakat teşebbüs iyi saatte olsunlara takıldı. Türkiye'de ne yazık ki bugün bile özel sektör düşmanlığı yapılıyor. Düşmanlığın başta gelen iş kollarından biri de özel okullar. Özel okullar zengin çocuklarına hizmet veren yerler olarak görülmekte. Ve dolayısıyla bazılarınca husumet duyulmakta. Halbuki akıllı olan husumet duyacağına bu imkânı tabana yaymaya çalışır. Türkiye Özel Okullar Birliği Deneği geçen hafta genel kurul toplantısını yaparak yeni yönetimini seçmiş. Yeni hey'et, dün bize de geldiler. Dr. Rüstem Eyüboğlu başkanlığındaki hey'etle uzun uzadıya konuştuk. Başbakanın da bu hey'eti dinlemesi lazım. Çok dikkate değer fikirleri var. Haksızlıkları dile getirmekte, taleplerde bulunmaktalar. En çarpıcı haksızlık şu. Devlet, bir dershane bile inşa eden hayırsever vatandaşın yaptığı masrafın tamamını vergiden mahsup etmekte. Bu isabetli uygulamanın benzerlerine de teşmil olması gerekmez mi? Bir vatandaş, tek dershane yapıyor. Özel okul sahipleriyse bina, sosyal tesis vs şeklinde bir külliye meydana getiriyor. Sonra da bu kurumu öğretmenden hizmetliye eleman alarak istihdam sahası açıyor. Öğretmen ve yardımcı hizmetler çalışanı olarak özel okullarda 60 bin kişi ekmek yemekteymiş. Bunu 4 kişilik aile fertleriyle çarptığınızda karşınıza kocaman bir tablo çıkar. Taşıma yapanlar bu rakama dahil değil. Onun için özel okullar vergiden muaf tutulmalarını istemekteler. Aslında Milli Eğitim Bakanı da buna sıcak bakmakta. Ama hadise maliye bürokratlarında kilitlenmekte. Şu gün orta öğretimde bir talebe devlete takriben 2000 YTL'ye mal oluyor. Devlet, özel okullardan vergi almayınca okul ücretleri düşecek. Böylece orta sınıf da çocuğunu rahatlıkla bu okullara yollayabilecek. Böylece hem devletin sırtındaki yük hafifleyecek ve hem de yeni öğretmen istihdamı mümkün olacak. Hatta daha enteresan teklifleri var. Özel okula giden çocuğun ücretini devlet versin diyorlar. Buna dair dünyadan çeşitli örnekler sunmaktalar. Bunlar dertleri... Gelelim kaygılarına: Milli Eğitim Kanunu değişiyormuş. Değişmesi gerekiyorsa değişir. Ancak, orada bir 7. madde var ki onun değişmesi Türkiye için tehlikelere yol açabilir diyorlar. Kaygıdan da öte ülkemiz adına, yarınlarımız ve çocuklarımız adına korku duymaktalar. Yeni yapılacak kanunla yabancılar da Türkiye'de okul açabilmekteymişler. Yabancıdan kasıt azınlık mektepleri değil. Doğrudan doğruya yabancı. Şimdi yok mu, açamıyorlar mı? 10 kadar varmış, açabiliyorlar. Ama sadece yabancı çocukları okutabilmekteler. Değişiklikten sonra Türk çocuklarının da bu okullara kaydı mümkün olacakmış. Şüphesiz ki o okullar kendi milli kültürlerine göre eğitim verecekler. Zaten zor güç ayakta duran özel okullar bir de karşılarına böyle bir rekabet çıkarsa herhalde dayanamazlar. Milli Eğitim camiası, Türkiye'nin en büyük teşkilatı. Bu teşkilatın dertleri çok. O dertleri azaltmanın yollarından biri özel okulların dinlenmesi, meselelerinin paylaşılması, kaygılarının telafi edilmesi. Ve elbette vergi alınmaması. Ve elbette yabancı sermayeye "evet". Lakin kantarın topuzu kaçmasın.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.