1789 Fransız İhtilali'nin 3 kavramı vardır, adalet, eşitlik ve özgürlük. Bu kelimeler, İttihad ve Terakki sevk ve idaresindeki II. Meşrutiyet "rejimi"nde Osmanlı Türkçesi'ne adalet, müsavat ve hürriyet olarak girer. Devrin paralarının ön yüzünde Sultan Reşad'ın tuğrayı hümayunu arka yüzünde ise çepeçevre bu 3 azizleştirilmiş kelime vardır. Bunlar, aslında daha sonraki yılların 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül darbe ve muhtıralarındaki meşhur tekerlemeden farksızdır. Asker darbe yapar, dünyaya ilân edilen ilk açıklama şu olurdu: -NATO'ya, Cento'ya bağlıyız. Kelimeler, sloganlar ve tekerlemeler arasında 1.5 asır doldurduk. Adalet, müsavat ve hürriyet sözlerini daha sonra herkese göre demokrasi, herkese göre hürriyet, herkese göre Abdülhamid, herkese göre Kemalizm, herkese göre Atatürk, herkese göre Osmanlı, herkese göre Adnan Menderes, herkese göre Turgut Özal, herkese göre Türk, herkese göre İslamiyet aldı. Böylece kafalar karıştı. Böylece suiistimal kapıları açıldı. Halbuki doğru tektir. Terörle mücadele kanunu çıkıyor. Bu kanun, Türkiye için bir zaruret. Ancak, hükümet cephesi belli bir kaygı içinde. Değişik hükümet mensupları teminat üstüne teminat vermekteler. "Adalet ve emniyet" şartlarından taviz verilmeyecek". Veya "özgürlüklerden" vazgeçilmeyecek gibi. Bu şerhlere lüzum var mı? Demek ki var. Zira dışardan ve içerden muhtemel baskılar gelecek. O baskılar tahmin edildiği için peşinen tatminkâr izahlar yapılmakta. Ne var ki iktidarlar bazen oy kaybetme uğruna bazı icraatları yapmak zorundadırlar. Onların bazı icraatları bütün zamanlar içindir. Geçen hafta bir toplantıdaydık. Yayıncılık tartışılmakta. Dediklerinin özeti şu. Bırakın biz hiçbir kayıt olmadan yazalım, çizelim, konuşalım. Acaba bu doğru mu? Adalet, hürriyet, eşitlik, demokrasi şu-bu... tamam da. Ya diğer değerler? Hayvanlar âleminde bile disiplinler var. Dünyanın herhangi bir yerinde ne kadar hürriyet olursa olsun haneye tecavüz hürriyeti var mıdır, ırza geçme hürriyeti var mıdır? Öyleyse neden vatan bölme, aile yıkma, ahlak bozma hürriyeti olsun? Adı üzerinde. Terör, bir felaket. Normal şartlarda her türlü sabrı göstermiş, ama netice alamamışsın. O zaman anladığı dilden konuşacaksın. Hayır, hayır, iddia asılsız, batıda alabildiğine hürriyet yok. Hiçbir ülkede başıboşluğa müsaade edilmez. Başıboşluğu önce toplum frenler, sonra kanun ve mahkemeler. Dikta, baskı, zulüm ne kadar kötüyse başıboşluk da o kadar kötü ve zararlı. Onun için vazgeçilmez değerler vardır. Bu değerleri korumak için pek tabii hürriyetler kısıtlanır. İnsanlar gibi cemiyetlerin de nefsi müdafaa hakkı vardır.