Loş bir İstanbul akşamından Tepebaşı'ndaki Pera Müzesine girdiğimizde aydınlık bir sanat atmosferi bizi kucakladı. Bu müze, Suna ve İnan Kıraç'ın yakın zamanlarda İstanbul'a kazandırdığı bir kalıcı eser. Fikrimiz o ki İstanbul müzelerini tanımayan İstanbullu olamaz. Şu güzel şehirde müze ve benzeri mekânlarla ünsiyeti olmayan otel misafiri gibidir. Açılışına katıldığımız bu etkinlik iki tane. Biri "Mekteb-i Sultanîden Galatasaray Lisesine Ressamlar 1868-1968" diğeri de "Kurosawa-Desenler". Galatasaraylı Ressamlar sergisi, Candan Erçetin'in başında bulunduğu Galatasaraylılar Derneği 100. yıl kutlamalarının son faaliyeti. Galatasaray Sultanisi 1 Eylül 1868'de Sultan Abdülaziz'in kararıyla yeniden düzenlenerek açılmış. Maksat devlete bürokrat yetiştirmektir. Enderunun yeni şeklidir. Dünyayı tanıyan mezunlar verecektir. Onun için sergide gezmeye başlayan ziyaretçi, önce bu Hakanın yağlıboya devasa bir resmiyle karşılaşıyor. Eser, son Halife diye bilinen şehzade Abdülmecid Efendinin. Oğlu Şehzade Ömer Faruk Efendi Galatasaray'da okurken okuluna hediye etmiş. Sergide isim yapmış hemen bütün meşhur ressamların tabloları mevcut. Duvarlarda onlarca yağlıboya, suluboya resimler var. En çarpıcı olansa Kaplumbağa Terbiyecisi. Osman Hamdi Beyin insanı hayrete düşüren bu emsalsiz çalışmasının aslını görebilmek gerçekten büyük zevk. Diğer sergi ise bir Japon yönetmenin desenleri. Akira Kurosawa, Japonların Samuray soyundan gelen "İmparator" lakaplı yönetmeni. Yedi Samuray, Rashomon, Ran, Düşler gibi meşhur filmlere imza atmış. Sergideki 87 deseni bazı filmlerinin storyboardlarından seçmeler. Yönetmen, filmleri beyaz perdeye çizmeden evvel beyaz kâğıda nakşetmiş. Bunları yaparken şöyle demiş "film hikâyelerini çizerken bir sürü şey düşünüyorum. Yerin çerçevesi, kişilerin psikolojisi, duyguları, hareketleri, kamera açısı, ışık, kostümler...bunları düşünmezsem görüntüyü yakalayamam." Çizgilerde Van Gogh, Chagall gibi Avrupalı ressamların tesiri hemen görülüyor. Sanat anlayışında ise Dostoyevski, Tolstoy gibi Rus yazarların tesiri olmuş. Pera'da bir kış günü Kasımpatı iki çiçek birden vermiş.. Solmadan görmeli.