Tenkitle şiddet, tâciz ve mânevî işkenceyi karıştırmamak gerekir. Politikada tenkit vardır, hiciv vardır, yerme vardır, sataşma vardır, polemik vardır. Ancak yüz yüze gelmeyi imkânsız kılan sövme, tâciz, tasallut, şiddet ve işkence yoktur. Bugün TBMM'de usta hatipleri sayalım desek beş ismi bulamayız. Halbuki siyaset ve hitabet ayrılamaz. Polemik ustalarını sayalım desek bir isim hatırlamamız zor olur. Seviyeli polemik, nükte gibi politikaya çeşni katar. Ya mütefekkir siyasetçimiz? Eli kalem tutan, eser vermiş, fikir ve proje üreten vekillerimiz? O anlamda da bir fukaralık var. Dünya, soğuk savaş yıllarından uzaklaşırken bizde hem üslup ve hem de zihniyet olarak o yıllara dömeyi arzulayan sığ politikacılar var. Demokratik hayat muhalefet unsuruyla mevcuttur. Kuvvetli, itibarlı muhalefet iktidar kadar önemlidir. Muhalefet partileri iktidarı denetlemekle görevliler. Ancak ne haklılık ve ne de haksızlık sövme hakkı vermez. Fikri olan sövmez, şarlatanlık yapmaz. Fikri olan her türlü yolla fikrini dile getirir. Kameralar önünde sahne almak, tribünlere oynamak, birilerine yaranmak, radikal seçmenden aferin beklemek ucuz poklitika esnaflığıdır. Terbiyeden mahrum bir politik dil zaman harcatır, değerler yıpratır. Eğitim mevzuunda yaşanan hadiseler yüz kızartıcı olmuştur. Bugün band tankı atanlar yarın korkarız ki kurşun da atarlar. Milli Eğitim Komisyonundaki manzaralar ancak Kuzey Kore parlamentosunda yaşanabilirdi. Nükte de polemik de gelişmiş zekâ mahsulüdür. Her ikisi dünkü siyaset ve matbuat hayatımızda vardı. Ama siyasi nezaket örnekleri de vardı. Dalkavuk politikacıyı da dili kirli politikacıyı da istemiyoruz. Politikada da insaf vaz geçilmez kıstasdır. Bile bile inanmadığını konuşmanın dahası savunmanın insafla da vicdanla da kabili telif tarafı yoktur. Hiç bir politikacı, diğer parti mensuplarına saldırdığı kadar kıymetli olmamalı. Böyleleri hatta kendi disiplin kurullarında hesap vermeli. Başkasının seviyesizliği onu tenkit edene seviye kazandırmaz. Kimsenin günahı başkası için sevap değildir. Muhalefet, laf ebeliği derekesinde polemik değil, işe yarar teklifler üretmeli. Ortaya öyle muhkem iddia ve tezler koymalı ki yar da ağyar da 'hakikaten doğru' diyebilmeli. Muhalefet yeni düşünce ufukları açmalı. Ne iktidar ve ne de muhalefet genelleme, toptancılık yapmamalı. Muhalefetin tekliflerinde istifade edilecek taraflar olabilir. Bunlar niçin yok sayılsın? İktidar yaptı diye neden her tasarruf yanlış olsun? Yeni bir çağdayız. Yeni, seviyeli, zengin ve terbiyeli bir dil ve üretken kafalar bekliyoruz. Partiler, Siyaset Akademileri gibi Düşünce Kulüpleri de kurmalı. Bu soğuk savaş kalıntılarından öylece kurtulabilirler.