Putin güçlenerek yeniden geliyor
Mihail Gorbaçov, Rus milletine ve devrin SSCB mensubu ülkelerine büyük iyilik yapmıştı. Perestroika adını verdiği yeniden yapılanmayla çürüyen muazzam bedendeki ana gövdeyi kurtardı. Rusya Federasyonu böylece doğdu. Gorbaçov, bu uzak görüşlülükle safra atmasaydı Sovyetler iç çatışmalarla bitebilir, Moskova merkezli ana gövde de iflah olmayabilirdi. Gorbaçov'dan sonra gelen devlet başkanı Boris Yeltsin bir tek iyi iş yaptı. Darbeye karşı üstüne gelen tankın üzerine çıkarak bir cesaret örneği sergiledi. İllegal kalkışmaya fırsat vermedi. Onun dışındaysa ayık değildi. Bir milletin bir dönem başında bulunmuş bir insan için bu tabiri kullanmak hoş değil ama ne yaparsınız ki gerçek böyle. Boris Yeltsin zamanında Rusya Federasyonu'ndan çatırtılar gelmeye başladı. Devlet artık dış borçlarını ödeyemez hallere düşmüştü. Giderek herkeste Rusya'nın sonu geldi kanaati uyanıyordu. İşte tam o sırada Vladimir Putin adında bir genç adam Rusya'nın başına geçti. Putin bir meçhul adamdı. Ne yapacağı bilinmezken beklenmedik bir karizmatik performansla Rusya'yı yine dünya devleti konumuna yükseltti. Üst üste iki kere devlet başkanı oldu. Şimdi yeniden dümeni ele geçirme arayışında. Ama anayasa üst üste üç kez seçilmeye elvermiyor. Bunun üzerine genel seçimlerde Birleşik Rusya Partisine destek verdi. Bu parti seçimleri yüzde 64 gibi bir çoğunlukla sildi süpürdü. En yakınındaki Komünist Parti ise sadece yüzde 11 oy alabildi. Aradaki fark her şeyi anlatmaya yeter. Putin'in planı şu, meclis hakimiyetine sahip BRP vasıtasıyla anayasa değişikliği yaparak yerinde kalmak veya BRP'nin başına geçerek başbakan olmak.. Her halükârda Vladimir Putin oyununu oynamıştır. O yine Rusya'nın tek adamıdır. O halde? O halde bu seçimler ABD, AB ve öteki Avrupa kurumlarını huylandırmıştır. Seçimlere hile karıştırıldığı iddiasındalar. Putin, onların huylandığının farkında. Turuncu devrim benzeri bir halk ayaklanmasının tezgâhlandığının kokusunu da almıştır. Bu sebeple kendisine bağlı özel kuvvetlerle hassas noktaları sardırmış bulunuyor. Bütün bunlar ne demek? Anlamı şu, Vladimir Putin yönetimindeki Rusya, kuvvetle muhtemeldir ki tekrar süper güç yarışına girecek, tek süper güç ABD ve müstakbel süper güç Çin'e meydanı bırakmayacaktır. Batı bu yüzden tedirgin. Peki ya Türkiye? Türk Dünyası? Rusya'nın yeniden toprağa dönük emperyal emeller peşine düşeceğini kendimize kabul ettirmekte zorlanıyoruz. Ancak bilhassa eski peyklerinde nüfuzunu sonuna kadar kullanacaktır. Şu ân Rusya ile münasebetlerimiz gayet iyi. Partner ilişkilerin sürmesi iki devletin ve bölgenin lehinedir. Bununla birlikte türlü senaryoların hazırlanması gerekir. Tâ Türkiye'ye sığınmış bir Putin ihtimaline kadar. Böyle bir ihtimal var mı? Çok çok uzak. Turuncu, mor yeşil devrim zor. Gürcistan ve Ukrayna'da olanların Putin hakimiyetindeki Rusya'da da yaşanması şu şartlarda mümkün değil gibi. Gorbaçov zamanında yazdığımız yazılarda devlet yöneticilerimize seslenerek "Ruslar büyük millettir. Tökezlediler. Yeniden toparlanırlar. Onun için ne yapacaksanız tez zamanda yapın" demiştik. Hakikaten öyle oldu. Bir iki yalpalama, iflasın eşiğine gelme olduysa da lider çıkartabildiler. BRP'nin Çeçenistan'da yüzde 99 oy almasını nasıl izah edersiniz? Hakkı teslim etmek gerekir ki Türkiye de boş durmadı. SSCB peyki ülkeler bağımsız devlet olur olmaz onları ilk biz tanıdık. Buralara dair hatta Rusya'ya dair yeni siyasetler geliştirdik. Eski "Moskof" anlayışı bitti. İyi komşuluk alışverişleri başladı. Rusya ile son 500 yılda hiç bu kadar yakın olmamıştık. Buna rağmen gelişmeler Orta Doğu'da olumlu ve olumsuz mânâda her şeye takla attırabilir.