Polisin bazı reyting firmalarına baskın yaptığını duyan hiç kimsenin bir üzüntü yaşadığını sanmıyoruz. Reyting, tiraj ve tıklama Türkiye'nin sancılı diğer yüzüdür. Bunların ne olduğunu herkes bilmeyeceği için kısaca yazalım: Raiting/reyting, bir televizyonun ne kadar seyredildiğini gösteren ölçüdür. 'Denek' adı verilen 1000 veya 1200 gibi noktaya güya ölçme aletleri konmakta ve bu kadar az noktadan hareketle 20 milyona yakın hane bulunan Türkiye'de 75 milyonun seyir tercihine dair rapor çıkartılmaktadır. Tiraj, bir gazetenin, matbaadan çıkan baskı sayısıdır. Satış, bu baskının okuyucuya ulaşan kısmıdır. Tıklama ise internet medyasındaki okunma göstergesi. Bunların her üçü de en azından şüphelidir. Her TV, her gazete ve her internet gazetesi hile yapıyor demiyoruz. Bunu demek doğru da olmaz. Ama 'bunu yapan kimse yoktur!' demek de doğru olmaz. Bu üç kesimde de yıllardır böyle bir problem hatta hastalık vardır ve bir türlü de işin içinden çıkılamamaktadır. Bir başka söyleyişle bazı medya unsurları, hile ile kendilerini üst sıralarda takdim etmekte, böyle inandırmaktalar. Halbuki gerçek bu değildir. Peki böyle bir neticenin zararı nedir? Haksızlık... Reklam, çok okunduğu zannedilen gazeteye, çok takip edildiği zannedilen internet sitesine, çok seyredildiği zannedilen televizyona akmakta. Yani göz açıklar, kayırılanlar, pasta bölüşenler hak etmedikleri kazançlara kavuşurken şişirme yapmayan, bir yerlerle anlaşmayan, internette gizli oyunlar çevirmeyenler mağdur olmakta. Kısacası reklam yani para, ter dökene değil hile-hurda yapana gitmekte. Bunlar ne kadardır? Kimlerdir? Bilmeyiz... Onu ortaya çıkartmak, polisin, savcının ve mahkemelerin vazifesidir. Tabiî ki aynı zamanda RTÜK ve kokmaz bulaşmaz basın-yayın meslek kuruluşlarının. Şu var ki bugüne kadar buralarda bir rahatsızlık işitmedik, bir teşebbüs de görmedik. Bu itibarla şu müdahale yerinde ve geç kalmış bir operasyondur. Böylece ihtimaldir ki hak, haklı belli olacak, hakkaniyet elde edilecektir. Seçimler hakim denetiminde yapılmıyor mu? Bir anlamda tıklama, tiraj ve reyting raporları da hakim denetiminde olmuş olacaktır. Eğer buna 'sansür' diyecek bayat laf pazarlamacıları çıkacaksa, gocunanlar olacaksa o zaman şu deyim hatırlanır: 'Yarası olan gocunur'... Bizce bu bir temiz ekran ve temiz sayfa operasyonudur. Manşet linçleri gelebilir, fakat bunu yapanlar her şeyi göğüsleyerek hakkaniyet adına, Türkiye adına, dürüst medya adına her zorluğa katlanmalıdır. Doğru iş yapanlar yalnız bırakılmamalı.