Rüzgâr, zirvelerde sert eser

A -
A +
En tehlikeli olan ümitsizliktir. Ümit, kaybedilirse her şey biter. Güven unsurunu ayakta tutan ümittir. Ekonomide bile çok enstrümanın ana dayanağı ümittir. Bundan dolayıdır ki sıcak savaşın yanı sıra bir de psikolojik savaş vardır. Psikolojik savaşta ümit tüketilmek istenir. Günümüzde devletler arası yaygın sıcak savaşlar yok. Buna mukabil iç harpler alabildiğine yaşanmakta. En bilinenleri Suriye ve Irak.
Emperyal devletler, düşürmek yemek üzere kurulmuşlardır. Sömürgecilerden adalet beklenmez. Sömürmek ve esas devlete taşımak fikri hakimdir.  18, 19. Asırlar boyunca yüz binlerce Afrikalıyı vatanlarından, dinlerinden, dillerinden ve hürriyetlerinden ederek köleleştirdiler. Afrika'yı, Orta Şarkı, Hindistan'ı, Türkistan'ı, İslâm memleketlerini iliklerine kadar sömürdüler. Sömürü, modern kalıplarda devam ediyor. Türkiye, büyüdükçe  sömürgecilerin planları bozulmakta. Taksim olayları da Gezi Parkı çevreci heveskârlığı da birer oyundur. Bu oyunun rejisörleri dışarıda. Eğer kirli oyun, büyüyebilse ve bir iç çatışmaya dönseydi Suriye'de 3 senedir devam eden Baas zulmü için kılını kıpırdatmayan BM müdahaleye kalkışabilirdi. TV'leriyle bunun psikolojik altyapısını kurmaya çalıştılar. Şayet, TKP veya CHP işbaşında olsa ve şu kalkınma elde edilseydi, bu olaylar yine yaşanacaktı. İktidarın aidiyeti mühim değildir. Dikkat edilmesi gereken şudur. Bu fitne ne zaman çıkartıldı? Bu gerçekleri her vatandaşımız ezberleyene kadar tekrar tekrar yazmakta fayda var:
-TL para olunca.
-Enflasyon, tek haneye düşünce.
-İş adamlarımız, dünyaya açılınca.
-100 bin civarında gencimiz, lisans üstü eğitim için dünya üniversitelerine kaydolunca.
-İç huzur ve istikrar devam edince.
-Türkiye, Afrika'ya girince.
-Sağlıkta devrim yapılınca.
-Memleket, kara, hava, deniz ve demir yollarıyla donatılınca.
-Askerî teknolojiye imza atılınca.
-Tank imal edince.
-Bilişim teknolojisine hakim olununca.
-Otomobil, helikopter, insansız uçak ve uçaklardan bazısını yapıp bazısını da yapma yoluna girince.
-Hava taşımacılığında ön saflara fırlayınca.
-Boğazlarımızı Montrö vesayetinden kurtaracak Kanal İstanbul için kolları sıvayınca.
-Dünyanın en büyük hava limanının temelini atınca.
-Dünyanın en geniş asma köprüsüne başlayınca.
-3. Köprüye Yavuz Sultan Selim ismini verince.
-Faizleri aşağı çekince.
-Tütün, uyuşturucu, alkol, kumar keyfiliğinin karşısına dikilince.
-Bölücü terör bitirilince.
-Darbeler dönemi kapatılınca.
-IMF evine yollanınca.
-İsrail'e özür diletince.
-İslam âleminde itibarımız zirveye çıkınca.
-Yatırım yapılabilir ülke kredisi açılınca.
-Türkiye, Bölge Lideri olunca.
-Suriye ile sıcak harbe girmeyince.
Bütün bunlar şu anlama gelir:
İçinde bulunduğumuz uçak, bir hayli irtifa kazandığı için türbülans yaşıyoruz. İçimizdeki kandırılmışlar yüzünden bu manzaralar dün vardı. Bugün de oldu. Hiç şaşmayalım yarın da olur. Rüzgâr, zirvelerde sert eser. "İlk 10'a gireceğiz" demedik mi? Öyle ise oraya girmenin bir bedeli olacak. Kimse elini kavuşturup Türkiye'nin 2023'e ve 2071'e yürüyüşünü seyretmeyecektir.
Ümitsizliğe asla yer yok. Kine, nefrete, ötekileştirmeye yüz vermemeli. Herkes yerinde sapasağlam durup işini iyi yapmalı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.