Eğitimci, yazar ve fikir adamı S. Ahmed Arvasi'yi 1988'in 31 Aralığında kaybettik. Türkiye'nin sorması gereken sorulardan biri de gidenlerin yerinin doldurulup doldurulmadığı meselesidir. Teknik alanlarda yerler fazlasıyla doluyor olabilir. Fakat sosyal, fikri ve edebi kayıplarda aynı tesbiti yapmak çok zor. Yeri bugün de boş olan değerlerden biri merhum Ahmed Arvasi Beydir. Bu gibi kimselerin neden yerleri doldurulamıyor? Onlar zora, fakat kalıcı olana talip olmuşlardır. Böyleleri idealin peşindedir. Söyleyecek sözleri, paylaşacak güzellikleri vardır. S. Ahmed Arvasi, XX. Yüzyılda yetiştirdiğimiz soylu bir kafadır. Dün, bugün, yarın köprülerini fevkalade maharetle kurup problemlere çareler üretmiştir. Batı karşısında doğuyu, dünya dinleri önünde İslam'ı, yeryüzünde Türkü derinlemesine tahlil etti, doğru yönler gösterdi. Reaksiyon değil, teklif sahibi bir düşünür. Kendini Arayan İnsan, İnsan ve İnsan Ötesi, İnsanın Yalnızlığı, Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz gibi temel eserleri ve binlerce makalesi, konferansları vardır. Bırakınız Arvasi Hoca'nın boşluğunu doldurmak.. Ne yazık ki bu toplum O'nu ve benzeri insanları henüz hakkıyla tanımamıştır bile. Ömrünü milleti uğruna, bu toprakların vaz geçilmezleri için sebil eden insanlar hâlâ tanınamıyorsa burada suç tanımayanlardan çok tanıtması gerekenlerin görev anlayışındadır. Türkiye, kendi insan zenginliğinin farkında değil. Bu farkında olmayışın diğer sebebi ise bir dönem, insanların kategorize edilme tuzağına düşmüş olmalarından ileri geldi. Akdenizle Atlas Okyanusu sularının aynı mekânda buluştukları halde karışmamaları gibi bu ülke mensupları, aydınlar dahil aynı çatı altında yaşadı fakat biribirlerinden fersah fersah uzakta kaldılar... Unutulmaması gerekenler unutulursa bundan toplum ziyan görür. Vefasızlık, kendi değeri dururken başkalarına hayranlık, doğrudan hastalıktır. Okumayan, yazmayan, düşünmeyen... Sadece seyreden, saatlerce seyreden... Ekran seyreden, top seyreden, podyum seyreden bir millet durumuna düşmek vahim bir neticedir. Yeni kıymetlerin çıkması gerekir. Ama öncekiler hatırlanmazsa yeniler yetişmez. Yalnızca yollar yaparak, yalnızca tekstil üretimi yaparak ayakta kalamazsınız. S.Ahmed Arvasi gibiler, sizin diğer milletlerle yarışmanıza zemin hazırlayan şahsiyet iklimini kurarlar. Onlar varsa Avrupa Birliğine de her yere de girebilirsiniz. Yoksa istediğiniz kadar kendi içinize kapanın, bulunduğunuz yerde de istedikleri gibi şekillendirirler. Kültürel kalkınmadan geçmeyen hiç bir kalkınma kalıcı değildir. S. Ahmed Arvasi, bu kalkınmanın mimarlarındandır.