Sancılı doğum

A -
A +

Kimse endişeye kapılmasın. Yaşadıklarımız, bir büyük doğumun sancıları. Arı uğultusu ondan. Bir büyük düşüşten sonra, bu bir yeniden ayağa kalkma çabasıdır. Yeniden doğrulma hamlesidir. Büyük sofraya dağılmış aile fertlerinin gelme isteğidir. Bu bir kopma, bölünme, parçalanma değil, tekrar toplanma, yeniden buluşma, bir daha kucaklaşma ve kenetlenme arayışıdır. Ancak, o hasretin adı, baba ocağında, büyük aile çatısı altında toplanmanın, toparlanmanın adı konamıyor. Şuuraltı dünyasında yaşananlar başka, dile gelenler başka. Anadolu, doğum sancısında. Irmaklar denize hasret. Deniz kavuşmaya. Kırım, Anadolu'ya bakıp ne kadar için için yanıyorsa, Kürdistan da aynı yangında. Türkiye, Anzak telakkisinde kutsal topraklarmış. O halde Cezayir toprağı, Mohaç toprağı, Irak toprağı Türkler için ne? Fıkıhtaki bir ictihada nazaran. Bir yer, tarihin bir döneminde İslam beldesi olmuşsa orası ebediyen dar'ül İslamdır. Sürekli İslam beldesi için zaten söz yok. On dokuz ve yirminci asırların felaketlerinden biri de ırkçılık cereyanları. İmparatorluklar bu yüzden un-ufak oldu. İkinci cihan harbinin başlı başına sebebi şovenizmdir Alman üstün ırk fantezisi bir çılgın adam eliyle erd küreyi ateşe verdi. Dünya, bilhassa İslam âlemi ve bilhassa da Osmanlı Coğrafyası, on dokuz ve yirminci yüzyıl şoklarını yeni yeni atlatıyor. Sayıklama zamanlarından geçiyoruz. Nekahetten çıkmak üzereyiz. Henüz kimin ne dediği, kimin ne istediği belli değil. Bu devreyi şuurlanma olgunluğu takip edecektir. Bizim Ermenistan'dan, Kıbrıs Rum tarafından, Kuzey Irak'tan vs. korkma, çekinme, endişeye kapılma gibi bir lüzumsuz tavrımız olamaz. Eğer Anzak askerlerinin yattığı Anadolu toprakları onlar için kutsalsa. Mübarek Türk askerinin kanının düştüğü Mora, Girit, Romanya, Bağdat, Kudüs ve ötekileri ve daha niceleri, elbette ve muhakkak bizim için kutsaldır. Anadolu doğum sancısında. Türkiye dirilişin, doğruluşun, uyanışın sarsılışında. Kimse kopamaz. Kopan kaybeder, kopan küçülür. Kopanı İmamı Şafii Hazretleri, Selahaddini Eyyubi, İmamı Cüzeyri reddeder. Aksine, tersine kopmuşlar dönme arayışında. Fakat bunu söyleyemiyorlar, söyletmiyorlar. Ankara, eski büyük aileyi derlemek, aynı sofra etrafında buluşturmak borcunda. Bu büyük bir misyon. Ufuklar bunu emrediyor. Anadolu çınarı, yeniden dört bir yana kol salacaktır. Şeyh Edebali Hazretlerinin rüyası bitmedi. Budanan o yüce çınar yeniden yeşile durdu. Dallar uzamakta. Yollar bizi bekliyor. Küçük kavgaların değil büyük davaların erleri olalım. Kerkük de bizim Erbil de. Diyarbakır da Bursa gibi medeniyetimizin nirengi noktalarından. Biz derken bu coğrafyanın unsurlarını kast ediyoruz. Biz aynı bahçenin gülleriyiz. Dünyanın dört bir yanına giden Türk başbakanı niçin Kuzey Irak'a gidemesin? O bir yanlış karardı. Türk askeri, işgal için değil, yerinden kontrol için, denge için, adalet için Irak"a gidecekti. Gidemedi. O gidemediyse devleti yönetenler gitsin, gitmeli. Bir gayenin kaç türlü imkânla tecellisi mümkünse denenmeli. Anadolu'nun bütün Osmanlı Coğrafyasında hakkı var, emeği, teri var. Oraların da burada, bu sofrada yeri var. Dirlik olalım. Birlik olalım. Kavi duralım. Hasetin yerini hasret alsın. Kardeş kardeşe düşman olabilir mi? Yirmi birince asır tabii ki asrımız olacaktır. Sular bulanmadan durulmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.