Sarıkamış'ı yaşamak lazım

A -
A +

Biz, 1975'te Sarıkamış'taki 9. Tümen'de askerlik yaparken bu Tümenin SSCB'den gelecek bir istila karşısında onları göğüsleyerek Erzurum'daki 3. Ordu'ya zaman kazandırmak için var olduğu söylenirdi. Ruslarla şimdi dostuz, bu dostluğun nihayete kadar devam etmesini de dileriz ama onlar Çar Deli Petro'nun "sıcak denizlere inin!" vasiyetini hiç unutmadılar. Osmanlı'nın dişlerini sıkarak "Moskof" dediği Ruslarla muharebelerimizi topladığımızda çeyrek asır tutmakta. Bu yüzden Bolu'nun Göktepe köyündeki bir mezar taşında şöyle yazar: "Moskof keferesinden intikam alamadan fedayı can eden alemdar Ali Ağa'nın ruhuna Fatiha"... Viyana, gün dönümü olmuş, talih tersine dönmüş. Felaket çığırı, II. Viyana'dan başlamış. Rusların Yeşilköy önlerine kadar geldiği ve Osmanlı Avrupa'sını kayba sebep olan 93 Harbi bir felaket, Yemen, bir felaket, Balkan Harbi bir felaket, Sarıkamış, 90 bin kayıplı felaket üstüne felaket, imparatorluğumuzu yitirdiğimiz ilk Cihan Harbi emsalsiz felaket. Çanakkale Zaferi arada kalmış bir teselli. Şimdilerde yeni nesillerde bir şuuraltı uyanıklığı görülüyor. Tarihe yöneliş var. Şu sorulmakta "tarihi doğru mu biliyorum? Neden cihan devleti kurdum, niçin kaybettim?" Temenni ederiz ki arayışlar yanlış yönlere gitmesin. Bu sebeple namuslu kalemlerden çıkmış namuslu eserlere ihtiyaç var. Birkaç gündür Sarıkamış'tayız. Kültür Bakanlığı, Kars Valiliği, Bingür Sönmez önderliğindeki Sarıkamış Dayanışma Derneği'nin gayretleriyle Sarıkamış Harekâtı'nın 92. Yıldönümünü idrak, tahlil ve muhasebe etmekteyiz. Kültür Bakanlığı bastırdığı çok güzel afişlerde Harekâtı "Sarıkamış Beyaz Acı" diye isimlendirmiş. TBMM Başkanı Bülent Arınç, bir heyet halinde meclisi temsil için ve Kültür Bakanı burada hazır oldular. Sarıkamış, hayalleri yıkarak bitince Enver Paşa, matbuata sansür getirmiş. O yüzden bu savaş, uzun seneler bilinememiş. Ancak halk, onu kalbinde, aklında, hafızasında, ağıtında, türküsünde bir acı, bir hüzün, bir hicran halinde yaşatmış. Soğanlı'da, Allahü Ekber Dağlarında 90 bin askerimiz, şehid oldu. Onların bazısı buralara yazlık kıyafetlerle gelmişler. İnanıyorlar ki ordu verir. Verilememiş. Bir çoğu hatalı sevk ve idare yüzünden düşman kurşunuyla, bir çoğu donarak bazıları açlıktan ölmüş. Bir miktarı da esir düşmüş, pek azı geri dönebilmiş. Sarıkamış'a Rize'den Kayseri'ye, El'aziz'den Adana'ya kadar yurdun dört bir köşesinden yavrular gelmiş ve karlar üstüne gonca güller misali düşmüşler. Kefenleri kar olmuş. Mezar taşları çam ağaçları. Arkada Pınarbaşı'nın Sindel Köyü'nden 5 oğlundan dördünü şehid veren Avşar Anası Zala Bacı gibi anaların gencecik yaşta dul kalan gelinlerin ahu zarları kalmış... Sarıkamış artık bir ruhtur. O ruhu yaşamak lazım. Ruhsuz milletler ayakta kalamaz. * Yarın, Sarıkamış Harekâtına katılan bir neferimizin anbean yaşadıklarını kendi ağzından burada nakledeceğiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.