Savaşı Türkiye'ye sıçratmak

 
11 Şubat'taki Cilvegözü saldırısında 14 kişinin ölmesinden 3 ay sonra 11 Mayıs 2013 günü bu defa Reyhanlı'da yine bomba yüklü araçlarla saldırılar oldu. Önceki saldırının failleri, emniyet kuvvetlerimiz tarafından Suriye'den alınıp getirilmişti. Temennimiz, bu kundaklamayı yapanların da yakalanmasıdır.
Önceki saldırı bir gözdağıydı.
11 Mayıs içinse "meydan okuma" denebilir...
Anneler Günü, bu defa da el Muhaberat katilleri yüzünden Reyhanlılı annelere kara geldi. Nice evlat anasına hediye alacak, nice ana, evladına sarılacaktı. El Muhaberat, Beşar Esed, bunlar aslında taşeron. Analarımızı ağlatmak bazılarının asırlara dayanan vazgeçilmez hırsıdır...
Türkiye, nihayet iç barışı yakaladı. Ülkemiz, baharla beraber bir barış havasında. Dışarıda müşterek kanaat o ki iç ihtilafını hallederek Kürt yarasını sarabilen bir Türkiye'yi tutmak kolay olmayacaktır. Şükür ki Kürt yarası sarılmaktadır. Kanama durmuştur. Güneyimizdeyse Suriyeli Miloseviç, kendi halkına karşı kimyevi silah bile kullanmaktan kaçınmayacak kadar işi azıya aldı. Bu sebeple Başbakan Tayyip Erdoğan, bu zalimi seyreden dünyayı sarsmak için Esed'e karşı ağır ifadeler kullanmakta, Barack Obama idaresini de daha atak olmaya çağırmaktadır.
Bilindiği gibi Başbakan Tayyip Erdoğan, yakında Beyazsaray'a misafir olacaktır. Bu ziyarete çıkmadan önce NBC'ye bir mülakat verdi. Mülakatın haberleşmesinde sayın Erdoğan'ın "BM Güvenlik Konseyi'nin karar alması kaydıyla ABD ordusunun Esed'le suç ortakları üzerine yapacağı bir yürüyüşe Türkiye'nin geçiş izni vereceği"ni söylediği iddia edildi. Bu haber, Başbakanlık tarafından tekzip edildiği, NBC de haberi metinden çıkarttığı halde kulaklara kar suyu kaçmıştı.
Baascı Suriye, derin Suriye ve onların sahne adamları Beşar Esed ve gizli servis, zaten sevmedikleri Türkiye'ye artık kin dolular. Bu pusu ve öldürmeler o kinin ifadesidir. Bu itibarla Türkiye ve Tayyip Erdoğan aleyhine herkesle iş birliği yapar, her tavizi verirler.
Yukarıdaki bir cümleye bilhassa dikkat etmeli. Kürt yarasını saran, iç barışını kuran bir Türkiye'yi kimse tutamaz. Öyle ki IMF borcunun kapatılıp bu kuruma borç vermemiz bile bu arada gerçekleşmişti.
Avrupa'da, Orta Doğu'da, Asya'da, komşularımız içinde Türkiye'nin büyük hamle, ideal ve yürüyüşünden rahatsız olan herkes, Esed'e destek olur. Bu büyüme ancak savaşın Türkiye'ye sıçratılmasıyla durdurulabilir. Sıcak savaşa girmeden deha çapında yüksek diplomasiyle şartları yöneterek hedeflerimize yürümeliyiz. Birçok yerde, birçok devletle bilek güreşi halindeyiz. Misal vermek icap ederse, düne kadar Ankara için Afrika diye bir kıta yoktu. Bugün orada sarı ırkla rekabetteyiz.
Bizim büyümemiz bazılarının küçülmesidir.
Bunun farkındalar...
Su uyur mu? Uyur. Fakat düşman uyumaz.