SAVCILIĞIN AÇIKLAMASI

A -
A +
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 Ekim tarihinde Ankara'da meydana gelen 102 kişinin öldüğü vak'ayla ilgili bir ön açıklama yaptı. Bunun hazırlanacak iddianameye de esas teşkil edeceği anlaşılmakta. Elde edilen dijital verilerin ancak yüzde 5 gibi küçük bir kısmı çözülmüş. Buna rağmen varılan malumat "müthiş" kelimesiyle ifade edilebilir.
Başsavcılık, fail örgütün DAEŞ olduğunu tereddüde mahal bırakmayacak şekilde tesbit etmekte. Katliamı yapan canlı bomba ve diğer caniler, örgütün Gaziantep, merkezli şubesine mensup. Daha evvel, Diyarbakır, Mersin ve Suruç vs katliamlarının da aynı örgüt tarafından işlendiği söz konusu savcılık beyanıyla netleşmekte. Suriye'den buradaki örgüte düzenli para akışı olduğu da açıklamada yer alıyor.
Bu tafsilat, aynı zamanda istihbarat zaafiyetini ve zaafiyet sebeplerinin araştırılma ihtiyacını da gündeme getirmekte. Bir başka ifadeyle bütünüyle temizlenmemiş Paralel Örgüt, devlette "kör bölge"ye yol açarak silahlı örgütlere dolaylı destek vermiştir.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı net şekilde şunları söylüyor:
Örgüt, 1- Ankara katliamıyla "istediğimiz yerde, Başkentte bile istediğimiz eylemi yaparız!" gözdağını vermek. 2- Ülkedeki istikrarı bozmak. 3- 1 Kasım seçimlerini erteletmek. 4-Erteletme mümkün olmazsa seçimlerden sonra çıkacak tabloyla Türkiye'yi hükümet kuramaz vaziyete düşürmek. 5- Eylemin büyüklüğüyle halkı yanıltıp katliam sorumlusu olarak Hükümeti göstermek. 6- Böylece PKK'nın Türkiye'ye saldırılarını meşrulaştırmak istemiştir...
Hükümet kurulamaması kurgusunda DAEŞ için en iyi malzeme PKK'dır. Böyle bir durum en fazla Esad rejimine yarayacağından DAEŞ'in PKK'ya destek olması şaşırtmamalı. Örgüt, şayet Ankara katliamında hedeflerine bütünüyle varabilseydi eylemlerini yurt sathına yayıp kaosu hâkim kılarak bununla da PKK 'ya nefes aldıracakmış...
Sn Cumhurbaşkanı, kolektif bir saldırıyla karşı karşıyayız demiş ve eklemişti, Ankara'daki katliamda DAEŞ, PKK ve el Muhaberat iş birliği var. Cumhurbaşkanı, ayrıca "PKK'nın DAEŞ, militanlarına Kandil Dağı'nda talim yaptırdığına dair elimizde belgeler bulunuyor!" demişti. Bazıları Tayyip Erdoğan'a duydukları kinden dolayı bu denilenleri inkâr gafletine düştüler.
Daha yüzde beşlik vesika bile neleri ortaya koydu!..
Bir kere daha tekrar edeceğiz:
Örgütlerin saldırılarında hedef, AK Parti iktidarı değildir. IMF'yi göndermiş, devâsâ hava meydanları yapıp belli Avrupa şehirlerinden müşteri çeken, kendi millî savunma silahlarını imâl eden, Kanal İstanbul'la Montrö Mukavelesini çöpe atacak olan, kalkınan, büyüyen ve mutlak istiklalini kazanacak olan Türkiye'de CHP, MHP hatta HDP iktidar olsaydı bu örgütler, Türkiye'ye yine musallat edilirdi.
Çok açık ve net olarak görülmekte ki bu saldırılarla Türkiye'nin istikrar ve huzuru bozulmak, ekonomisi çökertilmek, mazlum İslam coğrafyasının ümidi olmaktan çıkartılmak, silah pazarına dönüştürülmek istenmekte. PKK, DHKP-C batıyı, Düveli Muazzamayı, Sömürgeci Başkentleri tatmin etmedi. Bu defa radikal İslamcı etiketiyle DAEŞ'li beyni yıkanmışları çıkarttılar. Şimdi onları bazen birbirlerine düşürtmekte, bazen iş birliği yaptırmaktalar.
Devrimiz savaşları, mertçe değil; nâmertçe!
Eskiden düşman düşmandı, dost da dost.
Şimdiki asırdaysa yüze karşı dost görünüp besledikleri militanlarla arkadan vurmaktalar.
18 gün gibi kısa bir zamanda bu başarıyı gösteren emniyet, adliye ve diğer birimlerimizi tebrik ederiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.