Seçimin tahlili

A -
A +

3 Kasım seçimleri olduğunda 28 Şubatın tesirleri devam etmekteydi. Tayyip Erdoğan AK Parti genel başkanıydı fakat seçimlere giremiyordu. Erdoğan, partisi ve seçimler üzerine akla gelebilecek her şey söyleniyordu. En büyük iddia AK Parti kazansa bile hükümetin verilmeyeceği yönündeydi. Seçimler oldu. Gergin bir bekleyiş vardı. O gergin süreçte Erdoğan'ın o gece yaptığı konuşma Türkiye'ye bir yumuşama getirdi, gerginlik yerini sükunete bıraktı. Bunda partililerin hiçbir taşkınlığa gitmemelerinin de önemli payı oldu. O konuşma bir dönüm noktası oldu. 28 Mart gecesi yaptığı konuşma da bir fonksiyon ifa etti. Partililer de yine olgunluk gösterdiler. Pazar gecesi yapılan konuşmada iki husus çok yerinde oldu. Biri kampanya sırasındaki bazı sözlerinden dolayı muhataplarından özür dilemesi, diğeri de bütün başkanları kendi başkanı olarak göreceğini ilân etmesi. Bu itidalli davranış bağımsız veya artık kendisi kazanmış fakat partisi tarihe mal olmuş bazı başkanları uzun olmayan bir istikbalde AK Parti'ye kazandırabilir. AK Parti şüphesiz ki en fazla ehemmiyeti İstanbul'a gösteriyordu. İstanbul'da büyükşehiri aldı ama Bakırköy, Kadıköy, Beşiktaş, Şişli gibi kalkınmış ilçeleri kazanamadı. Keza Adalar ve Avcılar gibi bazı yerleri de kazanamadı ama bunlar zaten kendisinde değildi. Netice 32 ilçenin 25'i AK Partili olmuştur. Ankara Çankaya'yla İzmir'i de çok asılmasına rağmen kazanamadı. Buna mukabil CHP'nin iki kalesi Gaziantep'le Antalya'yı ise net bir galibiyetle aldı. Antalya Deniz Baykal'ın şehriydi. Türkiye genelinde kaybetmesinden başka Antalya'da da kaybetmesi Baykal adına ayrıca hüsran olmuştur. Oldum olası Menderes ismiyle Baykal ismi yaygınlık kazanmış bir iddia sebebiyle barışık olmamıştır. Garip tecelliye bakınız ki o isim Baykal'a akıbet tayininde rol üstlenmiştir. Diğer taraftan iki bölge üzerinde durmaya değer. AK Parti tahminlerin tersine Karadeniz kıyı şeridinde şaşırtıcı sonuçlarla karşılaştı. Buna mukabil doğu ve güney doğudan ise neredeyse tulum çıkarttı. SHP destekli DEHAP yalnızca Hakkari, Diyarbakır, Batman ve Tunceli'yi kazanabilmiştir. Türkiye'nin birlik ve beraberliği adına fevkalade memnuniyet verici tarihi bir tablo. Kürt asıllı vatandaşlarımız ekseriyetle AK Parti'ye oy verdiler. Bu sonuç, Kürt duruşunun milli çizgiye dahil olması açısından tarihi bir gelişmedir. Demek ki bir çıkış bir arayış vardı. Elbette, yılların yorgunluğu herkesin üzerinde. AK Parti netice itibariyle oylarını yüzde 10'luk bir sıçramayla yukarı taşımıştır. Başbakanın dediği gibi şimdi mes'uliyetleri daha fazla. Seçimin diğer kazananları ise DYP ve MHP'dir. Bu iki parti kendi kökleri üzerinde yeniden büyüme istidadında. Artık ANAP re'sen DYP çatısı altına gidecektir. 1983'ten itibaren 10 yıl süreyle Türkiye'ye damgasını vuran ANAP artık yok. MHP'nin Osmaniye'de dahi kaybetmesi ise herhalde teraziye konacaktır. ANAP gibi DSP de yok. DSP ile birlikte CHP ve SHP hayal kırıklığında. Herhalde CHP'de kurultay ve genel başkanlık rekabeti uzak değil. Baykal muhtemelen aday olmayacaktır. O zaman başkanlık yarışı Mustafa Sarıgül ile Ertuğrul Günay arasında geçebilir. Sefa Sirmen gibi başka isimler de çıkabilir. Kemal Derviş'i sorarsanız, Derviş, kurmay tabiatlıdır. Gariptir ki Fransa mahalli seçimlerinde sağ, Türkiye mahalli seçimlerinde sol darmadağınık oldu. Seçmen iktidara büyük bir kredi vermiştir. Seçmen, iktidara güveniyor, onun iç ve dış politikasını tasvip ediyor. Bu kredinin akıllı bir biçimde kullanılması Türkiye'nin de dünyanın da hayrına olacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.