Amerika'da tek bacağının büyüklüğü 15 yaşındaki bir genç kadar olan obezler görmek mümkün. İki tarafa yıkıla yıkıla yürürler. Bu aşırı şişmanlık, aşırı yağlılık bilhassa zenciler arasında yaygın. "Yoksul oldukları için kalitesiz besleniyorlar, bu da şişmanlığa yol açıyor" denmekte. Şişmanlık, bugün dünyanın belli başlı hastalıklarından biri haline gelmiş bulunuyor.
Geçen gün bir doktor hanım, "okullardaki kantinler kapatılsın!" derken annelere çocukların çantalarına evden yoğurt, fındık gibi gıdalar koymalarını tavsiye ediyordu... Bu tavsiye, bize sefer tasını hatırlattı:
Eskiden esnaf da memur da evinden sefer tasıyla yemek götürürdü. Sonra sosyal devlet olunca iş yerlerinin öğün verme mecburiyeti geldi. Devrimizde az insan, sefer tası alışkanlığını korumakta.
Sefer tasını yıllar sonra yeniden Amerika'da gördük. Orası sosyal devlet değil, yemek, servis, tazminat gibi mecburiyetler yok. İnsanlar, öğleleri ya cadde kenarındaki büfe-arabalardan bir şeyler alıp parklara açılıyorlar veya sefer taslarını açıyorlar. ABD göçmenler ülkesi. Herkes örfü ve âdetiyle gelmekte. Bugün Türkçe'nin doğu veya orta Anadolu şiveleri Anadolu'dan ziyade Avrupa'daki Türklerin arasında yaşamakta. Onun gibi çocukluğumuzdaki birçok oyun ve âdet Washington, DC'de karşımıza çıktı.
"Obez"lik -hiç ihtimal verilmezdi ama- Türkiye'yi de tehdit etmekte. Yurdumuzda da bir hayli şişman insan gördük. Tedbir alınmazsa alıp başını gidebilir.
Zenciler misalinden hareket edersek soru şudur:
Aşırı şişmanlık, fakirlikten mi olmakta zenginlikten mi?
Ne o, ne de o; asıl sebep, dengesiz beslenme. İslamiyet, konuya dair ne kadar güzel ölçüler getirmiş. "Az uyu, az ye, az konuş..." Bunlar yapılmayınca insanın bedenî ve mânevi dünyası sarsılmakta. Çok yemek, kişiyi et yığınına döndürüyor. O zaman da diyetisyen diyetisyen gezilmekte. Halbuki... Sevgili Peygamberimiz -aleyhisselam- uyulması gereken mutlak doğruyu buyurmuşlar: "Acıkmadan oturma, doymadan kalk!" Kişi evvele kendi hekimi olmaya bakmalı.
Okul ve benzeri yerlerde kantin olmamalı mı?
Onu bilmeyiz ama çocukların beslenme çantaları evden dolmalı. Sefer tası yeniden hayatımıza girmeli, dışarıda yemek, esas değil istisna haline gelmeli, büyük analarımızın, ninelerimizin kiler, mutfak, sofra ve -elbette- misafir zenginliği, göz, gönül ve kese cömertliği geri dönmelidir.
Evin mutfağında Besmeleyle pişmiş yemekler.
Aynı sofra etrafında toplanan aileler.
Misafirle paylaşılan sofralar.
Reçetemiz budur.