Şemdinli düşündürmeli

A -
A +

Fransa'da çıkan olayların güneydoğuya sıçramasından endişe etmiştik. Bundan dolayı geçen haftanın 4 gününü Fransa'da yaşananlara ayırdık. Nitekim gelişmeler bizi doğruladı. Şemdinli çok garip bir şekilde karıştırıldı. O kargaşayı çıkartanlar asla vatansever olamaz. Olsa olsa bir berbat düzenin sürüp gitmesinden nemalanan çıkarcılar veya hükümeti zora düşürmek isteyen katı ideolojik saplantıdaki dar görüşlülerdir. Hamdolsun hadiseler yatıştı. Fakat arkada bıraktığı görüntülerin çok iyi tahlil edilmesi gerekir. Mesele kitlelere mal olmuştur. Senin milli marşın orada yok. Bayrağın kerhen var. Askeri mekânlara varıncaya kadar taşlanmaktasın. Çok kayıp yıllar yaşandı. Neyse ki siyasi irade bu defa gayet sağlamdı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ilk ândan itibaren çok net konuştu. Başbakan bu tavrı ortaya koymasaydı bugün Şemdinli, hatta topyekûn doğuda manzara çok keder verici olabilirdi. Şemdinli'yi bir ikaz kabul edelim. Bir dönüm noktası sayalım. Şemdinli'de yaşananlar ve arkasından gelen Diyarbakır mitingi herkesi düşündürmelidir. Yarının çok geç olmaması için bu şerden hayırlar çıkartmanın yoluna bakmalıyız. Unutulmasın ki Fransa, Şemdinli ve AİHM üst üste çakışmıştır. Bu tesadüf müdür? Doğu insanı, bu memleketin en sadık evladıydı. Yine öyle olanlar var. Fakat çok kaygı verici çapta kayıplar da var. Durup düşünmek lazım. Nerede hata yapıldı, bugünlere nasıl gelindi? Bir hesap-kitap, muhasebe yapılması şarttır. Bu vak'anın mazisi asra yaklaşmakta. Onun için kısa zamanda halledilemez. Önce hatalar, yanlışlar görülmeli. Seneler senesi doğu insanı horlandı. Fıkralara konu yapıldı. Kıro dendi. Kürt'ten evliya koyma avluya gibi bir laf ağızlarda dolaştı. Kürt, alavare-dalavere mevzuu yapıldı. Doğu sürgün yatağı oldu. Liyakatsiz, rüşvetçi ve merhametsiz memurlar devleti orada sopa, dipçik ve soygun olarak tanıttılar. Yatırımlar bakımından senelerce ihmal gördü. Doğu-batı farkı uçurumlar doğurdu. Misalleri uzatmak mümkün. Sonrasındaysa işin içine yabancı ajanlar, yabancı devletler dahil oldu. Çıkan yangın küçümsendi. En tabii istekler kanunla yasaklandı. Kısa zaman sonraysa aynı istekler kabul edildi. Böylece devlete zikzaklar çizdirildi. Her şey bitmeden, iş işten geçmeden tedbirle alınmalıdır. Müşterek taraflar ön plana çıkartılmalı. Dün Türklerle Kürtleri bir arada tutan en sağlam harç İslamiyet'ti. Bu harç her iki tarafta zayıflatıldı. Ama her şeye rağmen yine ümit onda. Ekonomi iyileştirilsin. Ne var ki maddeyle kalplere hükmedemezsiniz. Kürtlerle Türkleri yine bin yıl bir arada yaşatacak kuvvet İslamiyet'tir. İşte isbatı. İşte Mostar dağındaki 4 şehit Kürt kardeşimiz. Sene 1993. Bosna'da Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlarla çarpışmaktalar. Dünya seyirci. Türkiye'den gizlice gönüllüler gidip Boşnak Müslümanlarla omuza omuz savaşmaktadır. O gönüllüler her bölgeden. Nitekim ilk şehit olanların arasında Batmanlı, Siirtli, Diyarbakırlı ve Bitlisli 4 Türkiye Kürdü de vardır.. Mostar nehrinin dağ eteğinde bir düşman bombası Boşnak kardeşleri için gelen bu dört yiğit delikanlıyı paramparça eder.. O dört Kürt gencini Bosna'ya hangi kuvvet, hangi duygu alıp götürmüştü? Çanakkale'ye neler götürmüşse onlar. Kurtuluş savaşına neler götürmüşse onlar. Bırakınız kız alıp-verdik yavanlığını. Bu ülkenin Türkü ve Kürdü din kardeşidir. Allah'ı, Peygamberi, Kıblesi bir... Vurgulanacak hakikat budur. Eğer bu birliği tesis ederseniz diğerleri onu takip eder. O zaman vatan birliği, bayrak birliği, İstiklal Marşı da gelir. Dediklerimiz bu toprakların has değerleridir. Hem bu realiteyi hem şu dramı görmeliyiz. Kürt ana da Türk ana da ölen evladını şehit saymakta...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.