Şenol Demiröz

A -
A +

TRT'den söz etmek 60'lı, 70'li, 80'li yılların mecburiyetiydi. Bizleri özel televizyon kurdurmaya sevk eden saik de bu mecburiyetin eseri. Özel tv'lerin devreye girip yerlerini almasıyla birlikte TRT yavaş yavaş arka plana düştü. Bir ara neredeyse seyredilemez olduysa da tekrar toparlandı. Şu günlerde TRT yine ündemde. Bunun sebebi iktidarın TRT genel müdürü Yücel Yener'i dolaylı bir biçimde istifaya zorlamış olması. O yüzden bazıları yine kale kaybetmişlik psikolojisinde. Halbuki her iktidar kendi üst bürokrat ekibiyle çalışır. Nitekim Yener, inatlaşma yerine akıllı bir tutumla istifa şıkkını tercih etti. RTÜK de yerine adaylar gösterdi. Adaylardan Şenol Demiröz, ilk günden boy hedefi. Recep Tayyip Erdoğan ve Ali Müfit Gürtuna'yla birlikte herkesin başına gelebilecek formalite dâvâlardan birine ismi karışmış. Şimdi o dâvâ sebebiyle ismi karalanmak istenmekte. Çok yanlış. Toplumun kamplara bölünmüşlük günlerinden kalma bir mantık. Şenol Demiröz'ün Yücel Yener'in istifasında bir dahli yoktur. Belki adaylığını da herkes gibi gazetelerden okudu. Nitekim Haber Türk'teki Basın Kulübü programında Yücel Yener de son derecede dürüst bir aydın profili sergileyerek gerçeği ortaya koydu. Eski TRT genel müdürü, bir soru üzerine Şenol Demiröz'ün temiz bir isim olduğunu belirttikten başka bir kanaat üzerine de tavzihen TRT genel müdürlüğüne tayin işinin kanun gereği MGK'nın değil hükümetin tasarrufunda bulunduğunu da ortaya koymaktan kaçınmadı. Halefin müstakbel selefe kıskançlık krizlerine girmeden bu dürüstlüğü göstermesi ülkemiz açısından bir kazançtır. Bir önceki genel müdürün, bir sonraki aday için "temiz bir isim" demesi tesadüfen telaffuz edilmiş bir söz değildir. TRT'de yıllar süren bir mesai beraberlikleri olmuştur. Şenol Demiröz'ü tanımayanlar haksızca karalıyorlar. Demiröz, TRT'den gelmedir. İşkillenenlerse O'nu herhalde eski bir militan sanıyorlar. Külliyen yanlış. Demiröz, bir partili değil. O, Türkiye'nin 1000 önemli aydınından biridir.. Dahası bir dönem yapıştırıcı görev yapmıştır... Biraz gerilere gidelim: Recep Tayyip Erdoğan, ilk defa İBB başkanı olduğunda bugün Demiröz'e yapılanlar o gün de bugünün başbakanına karşı yapılmaya başlandı. Aynı medya, o gün de "eyvah en büyük şehir düştü" çığlığını atmaktaydı. Belediyelerdeki hanım personelin başlarının zorla örttürüleceği bile söyleniyordu. Aksilik bu ya. İşe kaldırımların yeşile boyanması acemiliğiyle başlanmaz mı? Birden ortalık karıştı. Neyse ki kısa sürede bu tuhaflıktan vazgeçildi ve her şey yerli yerine oturdu. Bu normalleşmede Şenol Demiröz, görünmeyen kahramanlardandır. Şehir Tiyatrolarının bağlı olduğu Kültür İşleri Daire Başkanlığına getirilmişti. Bir süre sonra bu tiyatrolarımız o güne kadar rastlanmamış kalitede doğudan, batıdan ve yerli eserleri sahnelemeye başladı. Şu gün 500 milyarı bir türlü dağıtamayan Kenan Işık, Şenol Demiröz'ün keşfederek Şehir Tiyatroları genel sanat yönetmenliğine getirdiği bir kişidir. Büyük Şehir, kültür ve sanatta inanılmaz bir perfonmans gösterdi. Bu netice takdir edilmediyse de doğan şaşkınlık susmaya ve suların durulmasına yol açtı. Sanat ve kültürel etkinlikler İBB'nin diğer çok önemli hizmetleridir. Bunda en büyük hisse Şenol Demiröz'ündür. Tayyip Erdoğan, şimdi öyle anlaşılıyor ki vefa borcunu göstermekte. Yücel Yener, TRT'yi seyredilmezlik noktasından özel kanallarla rekabet eder çizgiye taşıyabilmiştir. Buna rağmen yapılacak çok iş var. TRT, yeni ve cesur hamleleri gerçekleştirecek bir genel müdüre muhtaçtır. Şenol Demiröz, şayet bu makama gelirse partizanlığa, ideolojik tefrikaya tenezzül etmeden fevkalade seviyeli icraatlara imza atacaktır. Küçülmüş, fakat dinamizm kazanmış bir TRT dönemi engellenmemeli.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.