Baas uçaksavarları, bir Türk keşif uçağını düşürdü. Suriye diyor ki alçaktan uçan bir yabancı uçağın hava sahamızda görülmesi üzerine ateş açtık, düştükten sonra Türk uçağı olduğunu fark ettik. Sorular şunlar: Ankara'ya soru: Bu uçağa nereye kadar ve ne irtifada gideceği talimatı verilmiş midir? Pilotlar talimata riayet etmiş midir? Herhalde ve mutlaka. Biri üsteğmen, diğeri yüzbaşı iki pilotun maceraya kalkışmayacakları, hayatlarını ve ülke menfaatlerini tehlikeye atmayacakları kesindir. Baasçı rejime soru: Uçaksavarlarınız ateş açmadan evvel gelen uçağın milliyeti ve niyeti için bir soru sordunuz mu, yoksa görür görmez tetiğe mi basıldı? Şu âna kadar elde dilen malumata göre uçağımız, ikaz edilmemiştir. Halbuki bir şey sormadan ateş edilir mi? Belki benzini bitmişti, arıza olmuştu, pilotlardan biri aniden hastalanmıştı, bu yüzden iniş izni istenecekti? Ayrıca bu hava sahası denilen alan duvarla, çitle ayrılmıyor ki. Saatte bin kilometre gibi bir hızla uçan bir uçak, mümkündür ki kısa bir süre farklı bölgelere girer ve çıkar. Diğer soru mazeretin içinde mevcut: Türk uçağı olduğu fark edilseydi ateş edilmeyecek miydi? Buna inanmak çok zor. Çünkü mazeretin kendisi bizatihi yalan. Baasçılarda ağırlıklı kanaat o ki bir Suriyeli pilotun uçağıyla birlikte Ürdün'e iltica etmesini Türk istihbaratı tertiplemiştir. Bu vurma onun intikamıdır. Türk jetine bilerek, isteyerek ve taammüden ateş edilmiştir. Böylesi mazeretlere sığınanlara Türkçede şöyle denir: Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanmaktasın? Pilotlarımız ve bir savaş uçağımızı kaybetmek şüphesiz ki herkesi üzdü. İlk ânda herkes heyecanlandı. Acaba dendi? Ama duyguların, heyecanın aklı, aklı selimi zorladığı böyle bir ânda devlet yönetimine soğukkanlılık hakim oldu. Bir maceraya kalkışılmadı. Ama değerlendirmenin vakarla yapılması, suçun affedildiği mânasına gelmez. Hadisede hukuk ve milletlerarası ceza hukuku ve milletlerarası camianın müeyyide uygulayabilme hukuku mevcut. Pilotlarımız için devletin ve ailelerinin maddi ve mânevi tazminat davası açma hakkı doğmuştur. Türkiye'nin mukabeleyi bilmisil/aynıyla karşılık verme hakkı mahfuzdur. NATO üyesi olan Türkiye, saldırıya maruz kalmıştır. NATO şayet gününe ve devletine göre hareket etme gibi bir alışkanlığa sahip değilse bu saldırıyı kendisine yapılmış addedecektir. Bu tez rağbet görürse o zaman Beşar Esad NATO tarafından zor kullanılarak Suriye temizlenir. Diktatör, sonunun geldiğini başkasına söylemese de kendine itiraf ettiği muhakkak. Bu itibarla giderken mahalleyi ateşe vermeye çalışmakta. Böylesine psikolojik bir bozukluk içinde. Ne var ki onun tuzağına düşülmeyecek, Türkiye, diplomatik taarruzla bu işin peşini bırakmayacaktır.