Sıra mânevî kalkınmada

A -
A +

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Türkiye Yeşilay Cemiyeti'nin tertiplediği toplantıda yaptığı konuşmadaki şu sözü bilhassa önemliydi: "Maddî kalkınmayı yaşarken mânevî fakirliğe düşmemeliyiz!"
Nesilleri ve geleceğimizi tehdit eden zararlı alışkanlıklar, tahminlerin çok ötesinde. Sigara, alkol, uyuşturucu, kumar, fuhuş ve bunların beslediği boşanma ile hırsızlıktan dolandırıcılığa birçok suç bu cümledendir.
İçtimaî hayatta iyiliklerin de kötülüklerin de üç kaynağı vardır. Aile, mektep ve cami. Aile kavramı, genişletilince komşuluk ve mahalle hayatını da eklemek gerekir. Modern zamanlar ev sahibi, araba sahibi, yazlık sahibi yaptı ama aileden ve sosyal hayattan çok şey de götürdü. Tarihimizde en büyük siyasi facia 1293/1876 Harbi, içtimai hayattaki en büyük facia ise çekirdek ailedir. Tek çocuk, her iki eşin çalışması, çocuğun kurumlarda büyümesi, büyükanne ve büyükbaba eğitiminden mahrumluk sosyolojik tahlillerin vazgeçilmez bir malzemesidir. Bu hayat komşuluğu öldürdüğü gibi mahalle hayatını da bitirdi. Tüketim körüklendikçe körüklendi. Kanaat ahlâkının yerini israf aldı. İç göçler, bir başka sebep. Bütün bunlara bir asra yakın bir zamandır laiklik ve Kemalizmin alternatif din olarak dayatılması, sürekli dinle dindarlarla uğraşılması muhafazakâr, mazbut hayatın ötelenmesi gibi sebepler de eklenince ortaya devâsa sosyal facialar çıktı, aileler çöktü, hayatlar karardı...
Alkol, uyuşturucu ve her türlü suçun temelinde kaynak olarak evvela aile yer almakta. Onu TV, basın, sinema vs. takip etmekte. Vahşi kapitalizm için tek değer vardır para. Ona göre insan, eşyanın bir parçasıdır. Para sevdası, okul önlerini sosyeteyi uyuşturucu pazarına çevirdi. Haberlere bakılırsa şöhretle tanışıp da uyuşturucuya müptela olmayan dizi oyuncusu yok gibidir. Şu günlerdeki bir diğer haberse kötü haberlerin en kötüsüdür. Erasmus programıyla öğrenci değişimi yapılırken bu arada bir milyon gayrı meşru çocuk doğmuş.
Türkiye'deki maddî kalkınma dünyayı imrendirecek seviyede. Fakat mânevî kalkınma bildiğimiz yerde. Bakınız şu gün olmuş din dersi ve başörtüsü tartışılıyor. Cumhurbaşkanının ders kitaplarının muhteva boşluğuna işaretle bunlardaki mânevî eksikliğin telafi edileceğini haber vermesi bir müjde mahiyetindedir.
Sebepler ortadan kaldırılmadan, Tek Parti zihniyeti kalıntıları milli eğitimden kazınıp atılmadan, eksiklikler karşılanmadan, yanlış uygulamalardan sarfı nazar edilmeden sadece neticeyi görmek, beklenen faydayı temin edemez. Hırs, kanaatsizlik, vefa hissinden habersizlik gibi sebepler boşanmayı beslemekte. Boşanma çocukları ortada bırakmakta, psikolojilerini bozmakta. Psikolojisi bozulan çocuklar uyuşturucu tuzağına düşmekte. Oradan fuhşa kapılmakta. Kısacası yukarıda sayılan zararlılar birbirinin tetikçisidir. Çaresi mânevî güzelliklerle tanıştırma ve mânevî müeyyidelerden haberdar etmektir. Helal, haram, caiz kavramlarının gündelik hayata, okullara, beşeri münasebetlere, ticarete girmesi gerekir.
Şunu asla göz ardı etmemeli ki her şey evvela nikâhtan başlar. Bugün vatandaş hem belediyede evlilik kaydı ve hem de dinî nikâh  yaptırmakta. Halbuki bin yıllık tecrübemiz var. Belediye başkanı, mahalle imamına bu vekâleti verebilir.
Maddi ve mânevî kalkınmayı eşit ölçüde birlikte başarırsak  kalkınmamız kalıcı olur.
Bakınız, "şehîdlik" İslâmi yani mânevî bir kavramdır. Resmî ideolojiye rağmen Anadolu insanı, bu kavramı bir mukaddes emanet olarak nesilden nesle taşıdı. Eğer 30 sene evvel o yüksek değer tükenmiş olsaydı, bölücü örgüt karşısında savaşacak asker bulunamazdı.
Mânevî kalkınma, maddî kalkınmanın ruhudur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.