Sivil ölümleri

Savaşın en fena taraflarından biri sivillerin ölümü. Irak'ta sivil insanlar, Filistin'de çocuklar ölüyor. Çocuğun askeri olmayacağına göre onlar da sivil. Dünya, önce Filistin'deki vahşeti seyretti. Bir İsrailli subay, 12'sindeki bir kız çocuğunun üstüne makineli tüfeğini doğrultmuş kurşun yağdırmaktaydı. Maiyetindeki askerleri bile dayanamayarak bu zulme isyan ettiler. Ölen masum yavrunun vücudundan çıkan kurşunlar sayıldı, tam 20 tane. Üzerine 20 kurşun birden sıkılarak katledilen o çocuğun suçu neydi? Suçu yok. Zalim subay, bir ihtimale binaen öyle davranmış. Çocuk bombacı olabilirmiş. Alakası olmadığı anlaşıldı ama bir hayat daha ilk baharında bitti. Hadise, yalnızca bir subayın işlediği vahşeti göstermemekte. Bu hadise, aynı zamanda İsrail ordusunun hangi psikolojide olduklarını da göstermekte. Cinnet içindeler. Ordusu bu hale düşmüş bir devletle yan yan yaşıyoruz. Irak'taki hadise ise daha taze. Bu hadiseye İngiliz, Amerikan televizyonları bile geniş yer verdiler.Onlar dahi kıyasıya kınadılar. Kabulü, tasvibi mümkün değil. Yukarıda Amerikan savaş uçakları, aşağıda işine gücüne giden halk. Pilot, sinekten farksız saydığı aşağıdaki halkı kast ederek kuleye soruyor "temizleyeyim mi?" gelen cevap tek kelime "temizle!.." Sonuç, onlarca ölü. Bu tablo da, Amerikan subayının cinnet psikolojisinde olduğunu ortaya koymakta. Onların gerekçesi ihtimal. Bir evhama dayanarak ihtimallerden korku çıkartanlar şüphesiz ki sağlıklı ruh yapısında olamazlar. İşgal başladığında "artık Amerika ile komşu olduk" diye ağzı kulaklarına varan pek muhterem zevatın kulakları çınlasın. Buyurun komşunuzu. Böyle askerin hükmetmeye çalıştığı bir ülkeyle de yan yana yaşıyoruz. Facianın Filistin'in hangi şehrinde, Irak'ın neresinde olduğunu yazmaya lüzum yok. Dramatik manzaraya her gün bir başka köşede rastlanmakta. Peki bu gidişatın sonu nereye varır? Petrol tutuşur... İsrail'dekini de Iraktaki haksızlığı da dünya kamuoyu Beyazsaray'a fatura etmekte. Kan, gözyaşı ve zulüm üzerinde yaşamak mümkün değildir. Buna dayanan hiçbir devlet ömürlü olmaz. Mazlumlar ölüp belki de kurtulmakta. O kurşunları sıkan, o bombaları atanlarsa toplumlarına birer deli bomba olarak düşmekteler. Siz 3 sene sonraki İsrail ve Amerika'yı görünüz. İnsanlar kaçacaklar. O toplumlar yaşanmaz olacak. Amerika bunu ve müthiş prestij kaybını görmelidir.