Şizofrenik ilişkiler teşhisi iyi haber değil

A -
A +

Avrupa Birliği'nin Genişlemeden Sorumlu Komisyon Başkanı Olli Rehn, Fransa'da yayınlanan Liberation gazetesinin AB-Türkiye münasebetlerine dair sorularını cevaplandırırken "şizofrenik" kelimesini kullanmış. Rehn'e göre Birlikle Türkiye arasındaki ilişkiler şizofrenikmiş. Hastalıklı, karşılıklı şüpheler içinde, itimada dayanmayan. Muhabir, şunu soruyor "Türkiye ile müzakereler askıya alınmalı mı?" Cevabı şöyle: "Yapması gerekenleri yaparsa hayır." İşte bu cümleden sonra o sözü söylüyor: "Münasebetlerimiz şizofrenik." Olli Rehn, ülkemizden üstüne düşenleri yapmasını, AB'den de adil ve dürüst olmasını istiyor. Rehn, AB'ye bir suçlama da getiriyor: "Avrupa, Türkiye'nin stratejik değerinden habersiz." Röportajda Türkiye'den neler beklediği de var. Tabii bunlar tek başına Olli Rehn'in arzuları değil. Temel hürriyetler, dini hürriyetler, fikir hürriyeti ve benzeri konularda iyileştirmeler istenmekte. MGK'nın daha da sivilleşmesi beklenmekte. Askerle alakalı hiyerarşik düzen kurulmalı denmekte. Rehn bir şeyin farkında. Halkın AB mevzuunda inancının giderek sarsıldığını görmüş. Vurgu yapmak istediği de belli ki bu. Türkler, AB'ye dair giderek hayal kırklığına kapılmakta. Bir kere çok uzun süreler dile getirilmekte. 15-20 yıl kim öle kim kala. Kişi hayatı için düşünülürse doğru olabilir. Fakat devletlerin ömrünü esas almak lazım. Süreyi kısaltmak da çalışmamıza bağlı. Mühim olan, maksat olan da aslında başka bir şey değil, vatandaşı kalkınmış öteki dünya vatandaşları gibi seviyeli ve insanca bir hayata kavuşması. Rehn sadece bunları konuşmamış. Ermeni meselesi vs. hakkında da bir şeyler demiş. Adı geçen diplomat en sağduyulu olanlardan. Belli ki AB'ye kızmakta. Şizofrenik demesi ondan. Adil davranmalıyız demesi, stratejik kıymetini görmüyoruz demesi de ondan. Askıyı reddi meseleye makul bakışının ifadesi... Neticede Rehn birliğin bir temsilcisi. Görüşleri ona aykırı olamaz. Gerçekçi olması ise memnuniyet verici. Türk milletinin bıkkınlığını görmesi, hastalık olduğunu haber vermesi, AB'yi adil ve dürüst olmaya çağırması az şey değildir. Yüzde yüz bizim gibi düşünmesini bekleyemeyiz. Taraftır. Üstelik AB üyesi bir devletin gazetesine konuşmakta. Rehn, hastalığı söylüyor, teşhis koymuş, peki tedaviyi kim yapacak, nasıl yapacak? Hakîkaten kamuoyumuzda "ipe un seriyorlar, ne yapsak bizi almazlar" bedbinliği giderek artmakta. Bunu Olli Rehn gibi yetki sahibi birinin görüp Avrupalılara çıkışması iyidir. Türkiye'nin stratejik değerini görmüyorsunuz demesi diplomasi diliyle "kör müsünüz?" anlamına gelir. Adalete davet de aynı şekilde bir sitem. Bizden nice sonra müracaat eden eski Sovyet peyklerini kabul edip bizi hâlâ türlü bahanelerle oyalamalarını hangi iyi niyetle izah edebiliriz? Birinin hastalığı haber vermesi gerekiyordu. En üst seviyeden dile getirilmesi belki akılları başlara toplar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.