Yıldız Teknik Üniversitesi'ndeki öğrenci olaylarını dehşetle takip ettik. Sopa, kan, insafsızlık, dayak ve dehşetin hepsi bu kavgada vardı. Kavga eden gençler iki sol grupmuş. "Faşizme ölüm" ve "Ali, Hüseyin, Ulaş, kurtuluşa kadar savaş" sloganları atılıyordu. Bunlar 25-30 sene evvelinin sloganları. Sloganların aslı şöyleydi. "Faşizme ölüm, halka hürriyet" ile "Mahir, Hüseyin Ulaş kurtuluşa kadar savaş". 25-30 sene evvelki öğrenci olaylarında sol yumruklar havada olduğu halde slogana "Mahir..." diye başlanırken bu defa onun yerine "Ali" denmesi manidardır. Ali'den kasıt, hazreti Ali. Mezhepçilik, Marksiszm ve slogan... Tehlike işareti... Hükümet, hadiseyi hafife almamalı. Eski olaylar başladığında yollar yürümekle aşınmaz sanılmıştı. PKK terörü de 3-5 çapulcunun hareketi olarak görülmüştü. Film, tekrar vizyonda. Yakında tıpkı 25-30 sene evvelinde olduğu gibi "Kurdara âzâdi" diye de bağrılırsa şaşmamalı. Her şey basitten başlıyor fakat birden alevleniyor. Sanki bir yerlerden düğmeye basılmakta. Bu defa da düğmeye basılmış olmasından kaygılıyız. Peki düğmeye kim basmış olabilir? Türkiye gazetesinin dünkü manşeti "ABD öc alıyor" şeklinde atılmıştı. Bu manşet çok şeyi ifade etmekte. Tezkere geçmeyince Süleyman Demirel, "Amerika, kindardır affetmez" demişti. Bu affetmeme sadece Musul ve Kerkük'ün yeniden inşasında yaşanmıyor. Üniversitelerde de kendini göstermeye başladı. CIA ajanlarının km başına en fazla düştüğü ülkelerden birinin Türkiye olduğunda şüphe yok. Bir kısım Türk aydını 25-30 sene önce bunu Moskova'nın yaptığına inanırdı. Çünkü SSCB devam ediyordu. Komünizm ihraç etmekteydiler. Halbuki Türkiye'deki terörün arkasında asıl başka güçlerin olduğu daha sonra anlaşıldı. Herkes bu tuzağa karşı uyanık olmalı. Böylesi sloganlar savurarak kurşunun üstüne gidenler bir zaman sonra pişman oluyorlar. Ama neye yarar? Bir çok arkadaşları boşu boşuna ölmüş, altından kalkılmaz ziyanlar doğmuş oluyor. "Faşizme ölüm halka hürriyet" diyenler de "Ali, Hüseyin, Ulaş" diye bağıranlar da boşu boşuna ter ve kan dökmekteler. Onlar can veriyor, Türkiye, yıllarını. Öyle ki böylesi zamanlarda kaybedilen yıllar on senelerle kazanılamıyor. Slogancılık, kolaycılıktır, sığlıktır. Hemen tükenir. Onun için ânında taşa sopaya sarılıp kan akıtırlar. Halbuki medeni insan, dinler, konuşur ve düşünür. Slogan, robotlaşmış insanların haykırışıdır.