Şöhret şımarıklığı

A -
A +

Tartışma geçen haftada kalmadı, aynı konu bu hafta da manşetlerde. Sanki, Türkiye'nin en hayati meselesi. Gündem, bir haftadır bir bayan atletle meşgul. Bir kere atletizmde bir derece aldı. Sonrası malum. Buna rağmen ilk rüzgârın tesiriyle bu günlere geldik. Bu defa ise karı-koca birlikte "koştular". Lakin, bu koşu, seyirtme, cinsinden değil, bu koşu, göz boyama koşusu. Ortada bir sürü iddia var, her gün de yenileri çıkıyor. Önce "şok" yazısıyla tv haberleri kesildi. Malum atlet, Atina'ya gitmekten vaz geçmişmiş, sonra doping iddiası ortaya atıldı, daha sonra başka bir kadının idrarını verdiği tespit edildi, şimdi bu idrarın kime ait olduğu araştırılmakta. Uluslararası Atletizm Federasyonu, Süreyya Ayhan'ı iki yıl koşmaktan men edecekmiş. TMOK de onu "elit sporcu" adaylığından geri çekmiş. Bu bayan sporcunun özelliği ne, koşmak. Hepsi bu... Peki o koşunca, birinci olunca ne oluyor, işsizlik mi bitiyor, dış açıklar mı kapanıyor, dünya KKTC'yi mi tanıyor, Irak işgali mi nihayet buluyor, Somalili aç çocuklar mı doyuyor, nedir? Hiç biri. Bir bayan, önce koşuda birinci, sonra şöhret olmuş, bugünse Türk sporcusunu hilebâz, sahtekâr telakki ettirecek eylemler içindeyken yakalanmış. Bu meselenin bir tarafı, gelelim diğer yana... Eğer burada bir yanlış varsa o yanlış sadece Süreyya Ayhan'a mı ait? O sporcuyu birden bire alıp ışık hızıyla şöhret basamaklarının zirvesine çıkartanlar da hatalı değil mi? İnsanlar, takdir edileceği zaman da tekdir edileceği zaman da aşırıya kaçılırsa netice hüsran olur. O bayanın bu şöhreti kaldıracak, dünya elit listesine girecek hangi üstün meziyeti vardı ki böylesine şöhret yaptınız? Birini önce şöhret yapıyor, yeni şöhrete hayranlık destanları yazıyor, daha sonra da bir hatası, kabahati olunca da parçalıyorsunuz. Vak'a ilk değil, son da olmaz. Şöhret üretme merkezi, bir zaman sonra sahneye başkalarını sürecektir. Süreyya Ayhan'la kocası ve antrenörü Yücel Kop arasında kısa zaman sonra; "sen yaptın, hayır asıl sen sebep oldun, sen kim oluyorsun, ben olmasaydım seni kim tanırdı?" kavgaları başlar. Eski şöhret teselliyi alkolde bulur, Yücel Kop, mahcup ve ezik bir vaziyette Süreyya Ayhan yüzünden boşadığı eski karısının yanına döner. Sonra da kimse onları hatırlamaz... Şöhret budur işte. Şöhret, döne döne göğe yükselen hortum gibidir, insanı alır yükseltir ve yere çalar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.