Şok iddia, sert cevap ve tehlikeli tartışma

A -
A +

Hadise ancak bu kadar uzun bir başlıkla ifade edilebilir. Terörle mücadele kanunu ne yazık ki gecikmiş bir tedbirdir. Nihayet bakanlar kurulunda imzalanarak genel kurula sevk edildi. Dünkü şiddetli tartışma da bundan sonra geldi. Cumhuriyet Halk Partisi Genel bBaşkanı Deniz Baykal tasarının bu şekliyle kanunlaşması halinde kanunun altıncı maddesinden istifadeyle köhnemiş Marksist-Leninist bölücü örgüt reisinin iki sene sonra İmralı'dan tahliye edileceğini haber verdi. Sayın Baykal'a göre Abdullah Öcalan affediliyordu. İddia, haber merkezlerine bomba gibi düştü. Zira ortada müthiş bir tezat vardı. Terörü engellemek, bitirmek maksadıyla yapılan bir kanun, yıllarca teröre yön vermiş ve halen bir adada mahkumken bile yön vermediği söylenemeyecek birini dışarıya bırakıyor, örgütünün başına gönderiyordu. Ancak hükümet cephesinden cevap gecikmedi. Deniz Baykal'ın basın toplantısının hemen akabinde Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, iddialara cevap verdi. Sayın Çiçek, ortaya getirilenleri külliyen yalanlıyordu. Dediği şuydu, hiçbir Türk, Abdullah Öcalan'ın affını düşünemez. Ardından da Baykal'a yüklendi. Muhalefet liderini eşkıya başı üzerinden siyaset yapmakla suçladı. Cemil Çiçek şu noktada haklıydı. Herkesten görüş istediklerini, bunu ana muhalefetten de istediklerini fakat ana muhalefet lideri hükümete görüş bildirecek yerde basın toplantısıyla böyle bir yola girdiğini söyledi. Şimdi kenara çekilip düşünelim. Mevzubahis olan Türkiye'nin birlik-bütünlüğü. "Büyük Ermenistan'dan" söz ediliyor. "Büyük Kürdistan" deniyor. İçerde bazıları yüzlerini Ankara yerine başka tarafa çevirebileceklerini haber veriyor. Karadeniz Amerikan gölü oluyor. Belki o "Büyük Ermenistan" ve "Büyük Kürdistan" bir konfederasyon halinde tasarlanıyor. Bir zamanlar gafletle "3-5 çapulcu" denenlerin üstüne bugün ordular sevk ediliyor. Sayın sayabildiğiniz kadar. Öyleyse böylesine hassas bir konunun olsun siyasete malzemesi yapılmaması gerekmez miydi? Hakikaten kanun boşluk bırakmış, hükümet üyeleri de hiç hakları olmadığı halde bunu atlamış olabilirler. İddiaları bir ân için gerçek kabul edelim. O zaman ülkenin ana muhalefet lideri vahim durumu hemen başbakana bildirebilirdi. Öyle yapmadı da basın toplantısıyla herkese bildirdi. Ne fark eder? Bazı şeyler vardır ki şüyuu vukuundan beterdir. Bu af tartışmasının açılması tehlikeli olmuştur. Bu ihaneti hangi Türk hükümeti işler? Cemil Çiçek de onu soruyor. Kanuna dair düşünce ve kaygılar ortalığa dökülmemeliydi. Bu tartışmayla örgüt de hapisteki reisleri de düne göre daha bir yüksek moral kazanmıştır. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Sayın Baykal, Türkiye muhaliflerinin eline bir koz verdi. Bir zaman sonra bu tartışmanın doğurduğu tortuyu ezip büzüp Ankara'nın önüne koyacaklar. Türkiye kaybettikten sonra partiler kazansa ne olur?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.