Sonsuza kadar kalıcı barış

Önce "akil adamlar" dendi. Sonra dendi ki "bu yanlış olur, akil insanlar demek gerekir, hey'ette hanımlar da var". Bunun üzerine "akil insanlar" dendi ve bu sıfat tuttu. Ne var ki konuşma, farklı mecralara da kaydı. "Akil", 'obur' demektir dendi. Halbuki anlam, sadece kelimeyle alakalı değildir. "Galat-ı meşhur, lisanı fasihten evladır" denmez mi? Kelimenin aslı "akl"dır. Ayn'lı "akl'lı" demek zordur. Doğrusu "a-kıl insanlar" demek gerekirdi.

Tartışma, orada kalsa bir mahzuru yoktu. Akil İnsanlar, hain denilen Damat Ferid ismiyle de anıldı. Haklarında dâva bile açılmaya kalkışıldı. Hey'ettekilerin önce 45 bin, ardından o da yetmedi 75 bin lira maaş aldıkları söylendi. Damat Ferid'le hey'eti ilişkilendiren parti başkanı, aynı zamanda bazı isimleri kürsülerde zikrederek üzdü.

Aslındaysa hey'et, ne haindi, ne de iktidarın memuru.

Kendilerine bir vazife terettüp etmiş, onlar da işi-gücü bırakarak koşmuşlardı. İki ay sahada bir ay kadar da masada çalıştılar. Bu çalışma esnasında kendi gündelik işleri de devam ediyordu. Şüphesiz ki kolay olmamıştır. Hele yazar olanlar için muhakkak böyle. İş yerini diğer çalışanlar devam ettirebilir. Akademisyenin yerine bir başka hoca derse girebilir. Yazarlık, devri mümkün olmayan bir hizmet çeşididir.

Akil İnsanlardan bazı isimlerle biz de konuştuk. Vaki psikolojik baskı bir tarafa, salon çalışmalarında zaman zaman çok zor anlar yaşamışlar. Bir kısım vatandaşların masada konuşma yapan hey'ete hücum ettikleri tehlikeli anlar da olmuş. Nitekim o sahnelerin bazısı haber de yapılmıştı.

Bütün bunlara rağmen bu kadro, işine ciddiyetle sarıldı. 7 Bölgede 7 hey'et, raporlarını hazırlayarak Başbakan Tayyip Erdoğan'a sundular. Daha evvel BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da hey'et ileri gelenleriyle görüşmüştü.

Akil İnsanlar, Kürtleri ve sürece muhalefet edenleri dinleyeceklerdi. Talep büyük oldu. Irk ve inanç merkezli, söyleyecek sözü olan geniş vatandaş gruplarıyla karşılaştılar. Aralarında romanlar vardı, aleviler vardı, gayrı Müslim azınlıklar vardı. Bunlar ve daha başka vatandaşlar, teklif, tenkit ve dertlerini anlatabilmekle, muhatap alınma duygusunu yaşadılar, problemlerini devlete ulaştırma imkânı bulmuş oldular. Evladı şehid olan da dağda ölen de içini dökebildi.

Akil İnsanlar teşebbüsü, katılımcı demokarsi adına iyi olmuştur. Raporlarla kazanılacak ortak aklın, çözüm sürecine yardımcı olacağını tahmin etmekteyiz.

Uzun yıllara dayalı meselenin halli için her güzel fikre, her doğru söze ihtiyaç var.

İyi niyet olduktan sonra çözüm niçin olmasın?

Bu topraklarda sonsuza kadar gidecek kalıcı bir barış herkesi memnun eder.