Srebrenica, Bosna-Hersek'in doğusunda, Sırbistan hududuna 10 km mesafede huzurlu bir Osmanlı şehri, bir Müslüman Boşnak vilayetiydi. Çağ, Milenyum efsanesine hazırlanırken Balkanlarda Haçlı ruhu, bir gün yeniden hortladı. 11 Temmuz 1995'te ağır silahlarla donatılmış Sırp kuvvetleri, Srebrenica'ya saldırıp 8 bin 500 civarında çocuk, kadın, genç... masum Boşnak'ı katletti. Başlarındaki komutan, Bosnalı Sırp, Ratko Mladic'ti... Katil, bir süre evvel yaptığı bir konuşmada şöyle diyordu: "Yeniçerilere karşı ayaklanmamızdan sonra, bu ikinci fırsattır. Türklerden intikamımızı alacak, buraları onlardan temizleyeceğiz!!!" Bunların "Türk" dedikleri bütün Müslüman unsurlardır. Murad-ı Hüdâvendigâr'ı bir dönem Cumhuriyet çocukları belki tanımadı ama Balkan Hıristiyanları O'nu hiç unutmadılar. Bu üçüncü Osmanlı Sultanı, babası Orhan Gazi'den aldığı devleti, en az beş kat büyüterek 500 bin km2'ye çıkartmıştı. 28 Haziran 1389'da Kosova Meydan Muharebesini kazandı, sonrasında da şehid edildi. Bir kısım uzuvlarının bulunduğu Kosova'daki türbesi bugün de ulu nöbetindedir. Bu iç savaş, 1991-1995 yılları arasında cereyan etmişti. Silahların susmasından sonra rütbe itibariyle general, hakîkatte ise bir canavar olan Mladic, 16 sene boyunca arandı. Güya bulunamıyordu. Sonunda yakalanarak 31 Mayıs 2011'de Lahey'deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'ne çıkartıldı. O tarihten beri yargılanmakta. Srebrenica Anneleri, o tarihten beri nurdan örtüleriyle Lahey mahkemesi önüne de giderek adalet istiyorlar. Bir sadist, bir ırkçı, layıkı gibi cezalansın diyorlar. Üstelik de bu canavar işte nihayet suçunu da ikrar etti: -Vatanım için 8 bin Boşnak'ı öldürdüm, diyor. Öyle ise bir mahkeme, bir yıldan bu yana daha ne arar, ne bekler? Nihayet verecekleri karar idam da değil. Halbuki böylesi mücrimler için farklı kanunlar olmalı. Savaşların kurşuna dizme cezaları vardır. Bunun uygulanması şart ötesi şart. Bu mahkeme savaş suçuna baktığından aynı zamanda askerî mahkemedir. 8 bin 500 civarında sivil kişiyi katleden biri, 8 bin 500 anneyi de canlı cenaze hâline getirmiştir. O çocuklar, gençler, kadınlar.... sırf Müslüman oldukları için canlarından oldular. Şimdi adalet zamanıdır. Herkes Srebrenica Anneleri'ni duymalı. Onları, Yeniçerilerin torunlarının, "Türkler"n torunlarının herkesten evvel duyması gerekir. O mübarek anneler bizim analarımızdır. O topraklar, bu topraklardır. Bedr'den Srebrenica'ya, oradan Hakkâri'ye kadar bütün şehîdlerimize, yüce Allahtan sağnak sağnak rahmet diliyoruz. Allah, bizleri şehîdlerimize layık eylesin.