Srebrenitsa, insanlığın dramı

A -
A +

1992-1995 arasındaki yılları hatırlayanlar var mı? Eğer, Boşnaklar 11 Temmuz 1995 katliamını dünya gündemine getirmeselerdi hayır hiç birimiz hatırlamayacaktık. Oysa, o yıllarda toplam 200 bin kişi ölmüştü. Ölenlerin 8 bini topluca katledilenler. Son katledilen 5 bin şehid, Hollandalı askerlerin silahlarını alarak Sırplara teslim ettiği Bosnalılar. Muharebeden sonra ülkenin muhtelif yerlerinde onlarca toplu mezar bulunmuş. Boşnaklar, bu mezarlardaki yakınlarını kemik testleriyle teşhis etmişler. Dün Srebrenitsa'da tanınabilmiş 610 maktulün yeniden defin merasimiyle cenaze namazı vardı. Dikilen anıta yaşları 14 ila 75 arasında değişen Boşnak erkeklerin adları nakşedildi. Çünkü öldürülenler erkek nüfus. Fakat kine bakınız ki bazı ırkçı Sırplar, bu abideyi dahi havaya uçurmak istediler. Bir tesadüf müdür, şuurla mı yapılır? İkisini de iddia etmek zor. 1991'de Körfez harekatı başlıyor, o bitiyor, Bosna savaşı patlak veriyor. Dünkü ajans haberlerinin ortak dili şuydu. "Srebrenitsa, II. Dünya Savaşından sonraki en büyük katliam". İlk dünya harbinde de katliamlar yaşandı. I. Dünya Savaşında Yunan, Rus, Ermeni mezalimlerinde katledilen on binlerce Osmanlı var. Daha sonra Kıbrıs'ta Türkler şehid edildi. II. Dünya Savaşının mazlumu yalnızca Yahudiler değil. Batı Türkistan'da Doğu Türkistan'da, Kerkük'te vs.'de katliamlar oldu. '40'ların Miloseviç'i Stalin'di. Ki yargılanması gerekir. Kabul edilemez olan aynı insafsızlığın sürüp gitmesidir. Birinci Körfez Harekâtında 100 bin Iraklı öldü. İkincisinde sayı henüz, kesin değil zira her gün çok sayıda insan ölmekte. Ancak öncekinin iki katı olduğu rahatlıkla söylenebilir. Tuhaf olan bu katliamların Halepçe'nin intikamı adına yapılması. Şu gün cephe addedilen Irak'ta kan durmuyor. Fakat sivil alanlarda da durmuyor. New York, Çeçenistan, Madrid, İstanbul. Son olarak Londra. En son olarak da bu yazıyı kaleme alırken Moskova. İşin özeti şu. İnsanda insaf, merhamet, adalet duyguları zaafa uğradı. Herkes bir parça Sırplaştı. Şu hakikati bir kere daha hatırlamalı, Osmanlı gitti dünyanın dengesi bozuldu. Yeryüzü mensupları uzunca süre kapitalizm vahşetiyle komünizm sefaleti arasında sıkışıp kaldılar. Şimdiyse süper güç, globalleşme gibi birtakım masallar dinleyip durmaktalar. Dün olduğu gibi bugün de silah fabrikaları çalışmakta. Yarın da çalışacak. Sebebi şu: Kuvvetli, daha kuvvetlinin yanında yer almakta. Doğrusu kuvvetlinin haklının yanında yer alması değil miydi? Bu bencillik bitmezse bu dramlar durmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.