Müesseselerimizin birbirine itimat etmesi devletin bekası zaruretidir. Cumhurbaşkanı sayın Abdullah Gül, bizzat bize açıkladı "Kuzey Irak'a girerken de çıkarken de ABD'nin haberi yoktu". Halbuki girerken haberi var sanıyorduk. Devletin bir sır tarafı olmamalı mı? Cumhurbaşkanı devam etti "çekilme tamamen önceden planlanmış bir program gereğidir". Şüphesiz ki bir aksi tesadüf oldu. Amerikan yetkililerinin bir ân evvel çekilmemiz yönünde yaptıkları telkinlerin hemen ertesinde ordumuzun bölgeyi tahliye etmesi herkeste bir şaşkınlık uyandırdı. Ne oluyordu, korkuyor muyduk? Bu kadar mı Amerikan güdümündeydik? Cumhurbaşkanından sonra başbakan Tayyip Erdoğan, çekilmenin kendi irademizle olduğu, takvim çakışmasının bir tesadüften başka bir anlama gelmediğini beyan etti. Yetmedi. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, bir basın toplantısı yaptı. Cumhurbaşkanı ve başbakanın dediklerini tekrarlamakla kalmadı. Çok dehşetli bir iddia ortaya koydu. "Aksi isbat edilsin, üniformamı çıkartmaya hazırım!!!..." Bir genelkurmay başkanı, daha ne diyebilir?. O basın toplantısında Deniz Baykal'a da serzenişten öte bir mânâ yüklenemeyecek bir cümlesi oldu. Başbakanın ulusa sesleniş konuşmasına dair de "doğru olanı yaptı" dedi.... Bunun üzerine CHP genel başkanı grup toplantısında çok ağır konuştu. MHP genel başkanı tenkitler yaptı. O günün akşamında genelkurmayın web sitesine bu defa düşmandan beter zarar veriyorsunuz diye bir açıklama yazıldı. Buna "muhalefete muhtıra" dendi. Acaba öyle mi? Bu bir muhtıra mı? Bize kalırsa asker, kendini savunmuştur. Müdafaaya muhtıra denemez. Bir prosedür hatası var. Başbakan, "TSK bana bağlı, ne diyorsanız bana söyleyin" diyor. Doğrusu oydu. Fakat Baykal, askere yüklendi. Bu da haliyle infiale yol açtı. Halbuki CHP'yi asıl rahatsız eden askerin son baş örtüsü düzenlemesinde taraf olmaması ile ulusa seslenişe dair başbakanı kınamamasıdır. Dikkat edilmesi gereke şudur. Ne hükümet, ne asker, "Irak'a girdikten sonra orada şu kadar kalacağız" demediler. İşimiz bitene kadar kalacağız dendi. Bir program yapılmış, bu defalık 8 gün. Dağlıca'nın intikamı alınmış ve dönülmüş. Bu kadar. Cumhurbaşkanın dediği gibi yine girilecek. Netice olarak. Askerimiz müthiş bir performans sergilemiştir. Gerçekten dostlar iftihar etti, düşmanlar kahroldu. Fakat büyük başarının tadına varamadık. Genel görüşme haydi olabilir. Elbette asker de eleştirilebilir. Ama zaman, zemin ve kelimelere dikkat ederek. Ama askerle muhalefet birbirine girmez. Karakışta müstesna bir operasyon yapılmıştır. Yahya Kemal, bu ordu için dememiş miydi? Şu kopan fırtına Türk Ordusudur yarabbi Senin uğruna ölen ordu budur yarabbi Ta ki ezanlarla yükselsin müeyyed namın Gaalib et çünkü bu son ordusudur İslam'ın