Sure sesi ve sarhoş nârâsı

A -
A +

Sigara kerih, insana zararlı, kokusu pis, hastalık yapmakta... sigaranın sabıkasına dair çok şey sayılabilir. Bir ara sigara düşmanlığı modaydı, yerden yere çalındı; fakat alkole zerrece ilişilmedi. Sosyal içicilik dendi hoş görüldü, direksiyon başındakine bile belli miktarlara kadar müsaade edildi. Sigara hırpalanırken, alkollü içecekler gözlerden saklanıyordu, içmek  statü sebebiydi. İçmeyen gerici, içen çağdaş, uygar, ulusalcı ve ilerici. Bu sebeple mahalle bakkalları bile tekel bayiîne döndü. En anlaşılmazı, en ibretliği, en tezadı ise benzin istasyonları. Hemen birçok benzin istasyonundaki market rafı meyhane çeşitliliğinde. Sıra sıra alkollü içecekler ve yanlarında gebelik önleyici malzeme paketleri. Sol tarafta tütün mamulleri, sağ tarafta esrar, eroin ve her çeşidiyle uyuşturucular ve ortada alkollü içecekler. Alkol zararda, tahribatta, yıkımda, ev dağıtmakta, trafik kazasında, cinayette sigarayla kıyas kabul etmez. Tütün mamulleri yüzünden cinayet işleyeni, trafik kazası yapanı, boşananı görüp işiten var mı? Ama bunların hepsi ve daha fazlası alkollü içeceklerle olmakta. Uyuşturucuya gelince; cemiyetimiz için eskisine göre daha tehlikeli ama alkol kadar kolay bulunamadığından, pahalı olduğundan daha geride. Sevgili Peygamberimiz -aleyhisselam- "İçki her kötülüğün anasıdır" buyurmuşlardır. Bir taraftan doğum sayısı düşmekte, evlilik yaşı ötelenmekte, çocuk sayısı sınırlanmakta, diğer taraftan sigara, uyuşturucu bilhassa alkolle nesiller çürümekte. O halde devletin bunlara karşı tedbir alması vazifesi değil midir? Elbette!.. Yarım-yamalak yapılan da işte bundan başka bir şey değil. TBMM alkollü içecekleri satın alma yaşına, satılma saatlerine, satılma mekânına dair bir düzenleme getirdi. Yasama meclisi, kanunu kabul edince CHP sanki zıpkın yedi. Cümle çağdaşlar, yoldaşlar kara yaslara battılar. Bazı kimseler için ağzın fermuarı, sözün terazisi yok. CHP'li vekiller, uygarlar, Kemalistler, ulusalcılar nemli gözlerle rakıya ağıt yakıyorlardı. Bu şaşılası ağıt ve ağlaşmalar sürerken Başbakan sayın Recep Tayyip Erdoğan, Reyhanlı'daydı. Halka hitap ediyordu; Suriye'deki zulmün yıkılacağını, Allahın yardım ve zaferinin yakın olduğuna dair sureyi aslından okuyarak inancını dile getirdi... Rakıya ağıt ve sure ile müjde. Sure uhreviliği ve sarhoş nârâsı! Başbakan Saff sure-i celile'sini aslından okuyunca "eyvah, dedim, şimdi sayın Kılıçdaroğlu, şu hale bakın! Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı kürsüde Arapça konuşuyor!" diyecek. Demedi, ancak pekâlâ diyebilirdi. Çünkü o işittiğinin Kur'an-ı kerimdem bir sûre olduğunu bilemeyecekti. CHP kendini yerlileştiremezse zamanın çarklarına dayanamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.