Geçen Cuma günü Haliç Kongre Merkezi'nde "Suriye İçin 1 Ekmek ve 1 Battaniye" ismiyle bir kampanya başlatıldı. Hayrsever ve hamiyetperver milletimiz, yüksek asaletini bir kere daha ortaya koyarak dün aynı vatanı, bugün aynı coğrafyayı paylaştığımız, dün vatandaş bugün komşu olduğumuz Suriyeli mağdur, mazlum ve mahrum insanlara sıcacık şefkat elini uzattı. Millet, mesajı almıştı. Kampanya, şunu ilân ediyordu: "Suriyeli aç, Suriyeli kardeşin kış günü titriyor!" Bu ülke insanı, çoğunluğu aynı zamanda dindaşı da olan o zavallılar için yapabileceği fedakârlığı yaptı. Kaldı ki her türlü tefriki gayrı kabil/ayrılması mümkün olmayan müşterek değerler de bir ân için şurada kalsın, devlet terörüyle bombalanan bu kimseler, neticede insan. İnsan olması da bir tarafa canlı. Yeryüzünde yerine göre fok balıklarına, sokak köpeklerine, kaplumbağalara da icap ettiğinde himaye gösterilmiyor mu? Tarihî binalarımızın duvarlarındaki Kuş Evleri nedir? O hâlde yüzbinlerce Suriyeli karakışta aç ve çıplak titrerken görmezden gelmek, "bize ne?" demek mümkün müydü? Bunu diyecekler, insan olmanın her nevi hasletinden mahrum, tiksinme derecesinde bencil sayılmaz mı? Herhalde "bizde bu tıynette kimse yoktur!" diyeceksiniz, değil mi? Maalesef yanılıyorsunuz. Var olduğunu kendimiz bizzat yaşadık: Cuma gecesi sosyal medyada bu kampanyaya destek verdik. "Bugün Cuma, tam da hayr-hasenat günü" diyerek ve daha başka teklif ve sözlerle halkı "Suriye İçin 1 Ekmek ve 1 Battaniye" kampanyasına katılmaya çağırdık. Birçok güzel takipçimiz yazdıklarımızı çoğalttılar. Sözlerimiz, binlerce kimseye ulaştı. Buna karşılık bazı kimselerden öyle hakaretler geldi ki, dişlerini öyle gösteriyorlardı ki kan dondurucu cinstendi. Cumayı istismar ediyormuşuz, Suriyelilerden, Arakan'dan, Filistin'den bize neymiş? Bu vatanı terk etmeliymişiz gibi ağır ve hayâsız laflar. Ülkemizde, böylesine vicdan, insaf ve insanlık mahrumu olan hastalıklı tipler ne yazık ki mevcutmuş. Hayrın, hizmetin, şefkatin tarafı, partisi olur mu? Bu kampanyayı kim yapsa destek verilir. Ama, onların gözünü kin bürümüş. Bu teşebbüsle Deniz Feneri dâvâsı arasında irtibat kurmak gibi akla ziyan mantıklar yürütüyorlar, kampanyaya dolandırıcılık diyorlar vs. İşte Tek Parti zihniyetinin mahsulü geçmiş eğitim sistemi böylesine canavarlar yetiştirmiş. Böylesine merhamet dolu bir kampanyaya husumet duyanlar, ODTÜ'de terör estirenler, Akdeniz Üniversitesi mescidine ateş püskürenler aynı ideolojiden zehirlenmiş talihsizlerdir. "İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizleri helak eyleme Allahım!" diye âyeti kerimeyi bir niyaz olarak yüce kata sunarken "yılbaşı çılgınlığı değil, iyilik" diyor ve katılmamış olanları da Suriye İçin 1 Ekmek ve 1 Battaniye hayr-hasenat seferberliğine davet ediyoruz.