Suriye kıvılcımı

A -
A +
İsrail, Suriye'yi niçin vurdu? Vuracak idiyse neden iki yıl bekledi? Vurunca menfaati ne olmuştur, vurmazsa kaybı ne olabilirdi? Bu vurma re'sen midir, taşeronluk mu yapılmıştır?
Barack Obama, ikinci kere seçilmesinden sonra Tel Aviv'e giderek İsrail'i Mavi Marmara'dan dolayı Türkiye'den özür dilemeye mecbur etti. İsrail devleti, şartsız olarak hem özür diledi ve hem de tazminat ödemeyi kabul etti.
Bu gelişme, Yahudi devletinin üç kere yalnızlaşmasından ileri geliyordu.
Üç kere yalnızlaşma ne demektir? 
İsrail, düşman bir Arap dünyası ortasındadır. Onlardan da daha düşman İran'la sürekli didişmektedir. Keza İran'ın Lübnanlı Hizbullahlarıyla çatışmaktadır. Filistin ise İsrail'in bizzat ürettiği ve halline mani olduğu dramatik bir derin problemdir. Bu tehlikeli manzarada Tel Aviv'in bölgedeki tek dostu Ankara idi. Bu dostluk, 28 Şubat 1997 rejiminde zirveyi bulmuştu. 
İlk yalnızlaşma 28 Şubatın bitmesiyle oldu. İkinci yalnızlaşma "One Minute"la köprülerin atılması, üçüncü yalnızlıksa İsrail'in beynelmilel sularda Türk sivil gemisine askerî taarruzda bulunarak aktivistleri katletmesidir.
İsrail için Türkiye bir bakıma çevreye açılan pencere iken, bu pencere üç kat kalın perdeyle kapatılmış oldu. Üçüncü devletler, Türk hükümetini zorlamış olsalar da asla taviz verilmedi. Artık yurtta da dünyada da sulh, ancak dik, kararlı ve cesur durmaya bağlıydı. Şimdi monşerler nesli ortalıktan çekilmiş, ülkenin has evlatları, işbaşına gelmişti.
Diğer taraftan Washington, müttefikleri arasında ihtilafın sürmesini kendi çıkarlarına aykırı bulmaktaydı. Sayın Obama bu sebeple İsrail hükümet edenlerinin başlarını eğmeye zorladı. İşte o bir merhaleydi. Suriye'nin vurulması bundan sonra oldu. Şu var ki bu vurma, Türkiye'de iç barış sürecinin yaşandığı günlere denk gelmiştir. Bu bir tesadüf müdür? Bu vurmanın sayın Tayyip Erdoğan'ın DC'ye gideceği, özel önemde ağırlanacağı tarihî bir ziyaret öncesinde vuku bulması da manidardır. 
Acaba dile gelmeyen plan şu mudur?
İsrail ve Suriye kapıştırılacak, bölge daha bir alevlenince BM'nin uluslararası gücü harekete geçecek, bu arada Türkiye de bir emrivaki/de facto ile sıcak harbe girecektir. Bu tehlikeye karşı çok dikkatli olunmalı. Ankara, zinhar bir savaşa yaklaşmamalı. Sıçrayacak bir kıvılcımla girilecek savaş, 10 yılda kazanılan her şeyi kaybettirir. Suriye'den çok Türkiye kaybeder. Suriye'nin kaybedecek bir şeyi kalmadı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.